Galatasaray'ın Ali Sami Yen'de ezeli rakibine yenilmesi, son yılların en ağır yıkımlarından biri oldu.
Çünkü hem bütün bir sezonun emeği ve
şampiyonluk için umutlar bu maçta yok olup gitti hem de Fenerbahçe'ye yenilmenin artık 'kader' haline geldiği şeklindeki aşağılayıcı gerçek bir kez daha bütün ağırlığıyla camianın üzerine çöktü.
Tabii "kurt dumanlı havayı sever" pozisyonundakiler için de gün doğdu. Böyle durumlar için hazır olan dosyalar birer birer ortaya çıkarıldı. Bazı noktalarda daha önce söylenenlerin tam tersi iddialar ortaya sürülmeye başlandı.
Bunlar olağandır. "Büyük başın büyük derdi olur" lafı böyle durumlar için söylenmiştir. Galatasaraylılar için sabretmekten başka yapılabilecek birşey yoktur.
Tabii bunun hemen ardından şimdi birileri Galatasaray için kurtuluş reçeteleri filan yazıyor. Nerelerde hata yapıldığı ve bu bataktan nasıl çıkılacağı yolunda
akıllar verilip öğütlerde bulunuluyor.
Bunlar da normaldir. Zaten onlar başka birşey bilmez; hep akıl verirler.
Elbette ki bunların içinde hakaretamiz birtakım değerlendirmeler de bulunuyor. 'Taraftarın gazını almak' diye nitelenen bir yaklaşım kimileyin en utandırıcı şekilleriyle sergileniyor.
Açıkçası Sarı Kırmızılı takımın bu başarısızlığıyla ilgili olarak kendi düşüncelerimi bile merak etmiyorum. Çünkü bundan çok daha önemli durumlar var. İşte buyrun, yok yere başına iş açmamak için okurumun adını vermiyorum, "Karaborsa ve sahte
bilet rezaleti" başlığıyla aşağıdaki bilet fotokopilerini göndermiş.
"Balıkesir'den, Erzurum'dan, İsveç'ten, Kıbrıs'tan maça gelen Galatasaraylılara
sponsor avea yazılı barkodlu, barkodsuz saht
e biletler satıldı...
Yüzlerce
taraftar 70 liralık bilete 200, 250, 300 lira verdi, maça giremedi.
Biletin orijinal olduğu ancak yazıların daktiloyla yazıldığı söylendi bize.
Biletix boş biletlerini çaldırmış sözde onun üzerine basmışlar...
Birileri bu işten çok büyük vurgun yapıyor
rant sağlıyor bu olaydan.
Ayrıca GS-bonus hiçbir işe yaramadı.
GSTV'nin spikeri sarışın beyfendiyle konuştum, maç günü 'gidin, bunu başka yayın organlarına haber yaptırın' demekle yetindi.
Asıl haberi yapması gereken kendisi yani GSTV değilmişçesine ve hiçbir yardımı dokunmadan başından savdı.
Yazıklar olsun, ilk defa utandım Galatasaraylılığımdan!
Yüzlerce kilometre uzaktan gelip zebil olan bu taraftarın parasını kimler çalıyorsa
haram zıkkım olsun, yazıklar olsun!"
Bu ilk ya da tek yakınma değil, her dev maçta buna benzer durumlar yaşanıyor. Düzgün bir şekilde bilet satmayı bile beceremeyen bir kulüp başka hangi konuda başarılı olabilir ki?