Manastır’dayız.
Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu’nun davetiyle
Makedonya’dayız. 11 kişilik özel
küçük bir uçakla başlayan yolculuğumuzun ilk etabı Makendoya’nın ünlü tarihi
kenti Ohri oldu. Bu topraklarda Osmanlı’nın çok derin izleri olduğunu biliriz. Ohri ise gölüyle, dağlarıyla, camileriyle sevimli ve güzel bir kent.
Yolumuz Ohri Havaalanı’ndan doğruca Manastır’a yöneldi. Ahmet Davutoğlu, tarihe meraklı bir aydın. Makedonya’ya ilk resmi gezisi.
Başbakanlık Başdanışmanı’yken Balkanları dolaşmış, bu yörenin tarihi dokusunu gözlemek olanağını bulmuştu. Bu nedenle iki günlük Makenodya gezisi bu
ülkedeki tarihi dokuyla yoğun bir temasa dönüştü.
Manastır yolu üzerinde 2. Meşrutiyet’in ünlü ismi Resneli Niyazi’nin konağını görme fırsatımız oldu. Ardından yolumuz Manastır’a ulaştı. Manastır,
Mustafa Kemal’in okulunun bulunduğu kent. Makedonya’nın da en büyük ikinci kenti.
Manastır Belediye Başkanı’nın kılavuzluğunda kentin ana caddesinde yürüyüşe geçtik. Bu kenti bilenler yol üstündeki bir konağı gösterdiler.
“Mustafa Kemal’in sevgilisi Eleni şu balkonda otururdu” dediler.
Atatürk, Manastır Askeri İdadisi’nde okurken bu konağın önünden geçer ve Eleni ile belli ki göz göze bakışırlarmış.
Konağı geçtik. Manastır Askeri İdadisi’yle karşı karşıya geldik. Manastır İdadisi müzeye dönüştürülmüştü. Müzenin en önemli bölümlerinden birisi ‘Atatürk Anı Odası’ haline getirilmişti. Mustafa Kemal 1896-1899 yılları arasında bu okulda eğitim görmüştü.
‘Atatürk Anı Odası’nın girişine bir
mektup asılmıştı. Mektup Eleni Karinte tarafından yıllar sonra Atatürk’e yazılmıştı. Eleni mektubunda Mustafa Kemal’le bir kez birlikte olduğunu ve ömür boyu onu andığını söylüyordu. Eleni mektubunda Atatürk’e aşk dolu satırlarla seslendikten sonra; “Eğer bu mektubu bir kadını öperken okursan bilesin ki, bu mektupta bir kadının gözyaşından dökülmüş damlalar var. Mektubu hemen yırtabilirsin. Ben seni bütün ömrüm boyunca o balkonda buradan geçeceksin diye bekledim” diyordu.
***
Makedonya’da öykü çok. Yollarda rastladığımız
Müslüman Türklerle sohbet ettik. Memnune Derviş Ohri’liydi. Akrabalarının çoğunun Türkiye’de olduğunu söyledi. Her
akşam Türk TV’lerinin kaşısına geçip dizileri izlediğini anlattı. En çok ‘Elveda Rumeli’ ve ‘Yaprak Dökümü’ dizisini izlediğini söyledi.
Makedonya 2 milyon nüfuslu bir ülke. Bu nüfusun yüzde 64’ü Makedon, yüzde 25’i Arnavut ve yüzde 3.85’i de Türk. Hıristiyan, Müslüman oranı ise yüzde 66 Hıristiyan, yüzde 33 Müslüman şeklinde.
Makedonya’nın etnik ve dini çeşitliliği ve Yugoslavya’nın dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşması dini ve etnik kimliklerin kendilerini ifade etmeleri açısından ilgniç bir zenginliğe sahip. Örneğin herhangi bir idari birimdeki etnik grubun nüfusu yüzde 25’i bulmuşsa, o etnik grubun üyeleri kendi dillerinde dilekçe vermek dahil her türlü olanağı kullanabiliyorlar.
Makedonya’nın birçok yöresinde Türk belediye başkanı olduğunu anlattılar.
Türkçe eğitim
veren okullar, resmi dilin Türkçe olduğu yöreler tabii ki hemen ilgimizi çekiyor.
Yerel yönetimlere yetkilerin devri açısından Makedonya’nın epeyce mesafe aldığı görülüyor. İlk ve orta
öğretim yerel yönetimlere devredilmiş durumda.
Polis teşkilatının da devredilmesinin planlandığı anlatıldı.
Bu arada Manastır’ı dolaşırken, her iki tarihi caminin de içine girme olanağı bulamadık. Yeni
Cami’nin içinin kazıldığını, içinde eski bir kilise arandığını söylediler. Bunun için gelen heyete bu görüntüyü göstermek istemedikleri öne sürüldü.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu da haklı olarak, ‘Cami cami olarak, kilise kilise olarak,
saat kulesi saat kulesi olarak kalmalıdır’ tepkisini gösterdi. Tabii bakanın bu tepkisi kaçınılmaz olarak Türkiye’de tarihsel mirasa, kiliselere yönelik hoyrat tutumu da hatırlattı.
***
Ahmet Davutoğlu ile hazır bir araya gelmişken Ermenistan’la imzalanan protokoklün geleceğini, İsveç’ten ABD’den geri çağrılan büyükelçilerin kaderinin ne olacağını da sormak imkanını bulduk. Ancak şu anda Ohri Gölü kenarında bu küçük ve sevimli ülkeyi izlemek daha heyecan verici...
Gerisi yarına...