Askeri diktatörlük, kafasına göre kurduğu "Danışma
Meclisi"ne bir anayasa hazırlattı ve o anayasayı aleyhte görüş bildirmenin
yasak olduğu şaibeli bir referandumla
halka kabul ettirdi...
Türkiye 28 yıldır bu dayatmadan mustarip.
Gelin görün ki, malum zevat bu dayatmaya
isyan etmiyor da,
AK Parti'nin anayasa değişikliği önerisine isyan ediyor.
Cuntadan kalma anayasayı değil, o anayasanın bazı maddelerini demokratik yollarla değiştirme çabasını "dayatma" olarak görüyor.
"Meclis'te uzlaşma ararız, olmazsa referanduma gidip halka sorarız" demek, "dayatma"ymış!
"Herkesin kabul edeceği bir anayasa değişikliği" yapmak lazımmış.
Ne alâka?
Kel alâka!
Mevcut anayasanın her maddesini herkes kabul ediyor mu?
Anayasada yapılacak şu veya bu değişikliğin şu veya bu şeklini herkese beğendirmek mümkün olabilir mi?
Var mı öyle bir şey?
- Ama efendim,
iktidar partisi böyle bir konuda kendi arzusu doğrultusunda hareket edemez ki...
- Niye edemez? Ayıp mı, günah mı?
- Demokratik
terbiyeye aykırı.
- Nedir demokratik terbiye?
- Demokrasinin bir uzlaşma rejimi olduğu gerçeğini göz ardı etmemek.
- Demokrasilerde uzlaşılmayan konular olamaz mı? Öyleyse ne anladım ben
demokrasiden?
- Ne yani, demokrasi uzlaşma rejimi değil de çatışma rejimi mi?
-
Hayır, uzlaşma sağlanamayan konularda çatışma çıkmasını -daha doğrusu fikir çatışmalarının fiiliyata dökülmesini- önleme rejimdir demokrasi. Bu konuda bir uzlaşmanın olduğu rejimdir. Dolayısıyla,
evet, uzlaşma rejimi diyebiliriz. Uzlaşma sağlanamayan konularda raconun seçimler veya referandumlar yoluyla kesilmesi konusundaki uzlaşmaya dayanan rejim. Bu rejimde siyasetçiler ülkeleri için ne arzu ettiklerini beyan ederler ve seçmenler de bu arzulara göre değerlendirmelerini yapıp onlara oy verir veya vermezler. İktidara gelmiş bir parti -hele tek başına iktidara gelmiş bir parti- tabii ki kendi arzuları doğrultusunda hareket edecektir. Bunu tuhaf karşılamanız çok tuhaf. Bir parti zaten arzularını gerçekleştirmek için iktidar olmak ister. Demokrasi, bunun barışçı yollarla gerçekleşebilmesi için var. 'Partilerin ayrı ayrı arzuları olamaz, olsa bile arzularını gerçekleştiremezler, arzularını feda edip aralarında uzlaşmaları gerekir, hepsi aynı potada erimelidir' diyorsanız, seçimlere de karşı çıkmalısınız...
- Hülasa?
- Hülasası şu: Demokratik bir anayasa arzu ettiğini öteden beri söyleyen ve bu konuda büyük bir beklenti oluşturan AK Parti'nin, bir
anaysa değişikliği paketi hazırlaması ve bu paketi gerekirse halk oyuna sunacağını açıklaması demokratik terbiyenin gereğidir.
Nokta.
- Ama o anayasa sadece AK Parti'nin değil bütün Türkiye'nin anayasası olacak...
-
Sağlık, eğitim, tarım vs, vs, vs ile ilgili yasalar da bütün Türkiye'nin yasaları.
- Anayasa diğer yasalardan farklı.
-
Mukaddes bir metinden bahsetmiyoruz. İleride başka bir Meclis aritmetiği olur ve gerekirse AK Parti'nin yaptığı değişiklikler değiştirilir.
Allah kelamı değil ya bu... Ha, unutmadan: "Anayasa diğer yasalardan farklı" diyorsunuz, ama siz AK Parti oylarıyla Meclis'ten geçen diğer yasalara da "dayatma" damgası vurmuştunuz, En sıradan demokratik muameleleri bile "dayatma" olarak görmeniz ve "
sivil vesayet" edebiyatı yapmanız, "Cumhursuz cumhuriyet tezgâhımız parçalanıyor" endişesinden kaynaklanıyor olmasın? Tek parti döneminde bir gazetenin şöyle bir başlık attığı söylenir: "Halk plajları doldurdu, vatandaş denize giremiyor". Vatandaştan kasıt tabii ki halkın ensesinde boza pişiren oligarşi. Anladığım kadarıyla sizin söylemeye çalıştığınız da öyle bir şey.
- Alakası yok.
- Var.