Türk medyası enteresan. Yememiş içmemiş
Fadime Şahin'in peşine düşmüş. İsmini filan değiştirdiğini yazdı
gazeteler. İşini de öyle. Belki eşini de bilemiyorum tam. Bir başka gazete 'onu önce biz bulduk' diye gururla başlık atmış.
Türk medyası ara ara yapıyor bu tür haberleri. Misal bir dönemin popüler TV yıldızlarını buluyorlar 'Şimdi neler yapıyorlar?' başlığıyla veriyorlar yayına. Biri Bizi Gözetliyor'un kahramanları, 'Benimle Evlenir misin?'in arızalı tipleri,
taksi,
şarkı programlarının marazi karakterleri şimdilerde neler yapıyorlar öğreniyoruz sayelerinde.
Esasen 'Bir ... vardı hakikaten, ne oldu?' şeklinde kalıplaştırdığımız bir merak cümlemiz vardır bizim.
Benim de aklıma yakın tarihimizin birtakım isimleri takıldı. Onları hatırlatayım dedim. Gerçekten şu anda neredeler, ne yapıyorlar bilmiyorum...
Mesela 28
Şubat döneminde pek popüler olan bir yazarımız vardı; Faik Bulut Beyefendi. Şimdilerde nerededir acaba? Ne yapıyordur.
Sonra, daha yakın bir döneme kadar neredeyse her
akşam ekranlarda gördüğümüz, sonrasında yaşanan bir
gözaltı hadisesinden sonra birdenbire kaybolan
Sinan Aygün geldi aklıma. Şüphesiz bilenler vardır ama sıradan bir TV-medya takipçisi olarak soruyorum, bir
Sinan Aygün vardı sahi, ne oldu?
Aktif ve cevval bir medyacı gibi başlayıp, sonra siyasete soyunan, sonrasında birdenbire kendini unutturan
Emin Şirin Beyefendi mesela. Acaba o nerededir, ne yapıyordur?
Bir dönemin çocuk yıldızı Havuç'un büyüklüğünü de biliyoruz. Bir ara
ısıtıcı reklamlarında filan boy gösterdi. Ama babası Tamer Bey epeydir ortalıklarda görünmüyor.
Çevik Bir Paşa'yı hatırlatmama gerek yok. 28 Şubat'ın kudretli komutanı aniden kayıplara karıştı.
Medya eskiden Sayın Bir'i manşete taşımayı pek severdi. Bugünlerde
Ruhat Mengi'yi bile Sayın Başbuğ'a göndermeyi
tercih ediyor nedense.
İsmet İmset isimli sıra dışı bir gazetecimiz vardı örneğin. Bir ara PKK'nın epey
prim yaptığı dönemlerde kendisi de çok popülerdi. Bir sürü dedikodu ve şehir
efsanesi türetilmişti onun hakkında. Sonra bir kitap yazdı ve kayıplara karıştı. Kimi yurtdışında yaşadığını söylüyor, kimi dağa çıktığı iddiasında. Sahi nerede acaba İsmet İmset?
Sizi bilmem ama benim pek sevdiğim bir aktördü Ahmet Mekin.
Babacan rollerin adamıydı.
Selvi Boylum Al Yazmalım filmindeki muhteşem oyunu hâlâ akıllardadır. Lakin Türk sinemasının zirve yaptığı, Türk dizilerinin rekora koştuğu günümüzde Ahmet Mekin isminin en son 5 yıl önce filan anılması bana biraz garip geliyor. Mekin ile ilgili de bir sürü efsane ve dedikodu üretiliyor ama gerçek olan bir şey var; ortalıklarda görünmüyor Ahmet Mekin.
Erdoğan Teziç Bey mesela. Yine yakın tarihimizin önemli isimlerinden biri.
Hani Sayın Ahmet Necdet Sezer'in görevdeyken de sessiz sedasız olduğu için, emeklilik döneminde hatırlanmamasını anlarız da Sayın Teziç'inki biraz tuhaf oluyor. Malum bugünkü
yükseköğretim tablosu biraz da Kemal Beyler (Alemdaroğlu ve Gürüz) kadar sevgili Teziç büyüğümüzün de eseridir.
Aslında saymakla bitmez. Ben ilk akla gelenleri sıraladım. Bir dolu şarkıcı, artist, siyasetçi, bürokrat, asker vesaire var daha böyle. Eminim hepsinin kendince nedenleri vardır. Kimi yorulmuş, kimi kırılmış, alınmış, kimi suçluluk psikozunda, kimi deşifre olmuştur da bu sebeple ortalıkta pek görünmüyorlardır.
Fadime Şahin, yakın tarihimizde önemli olaylar yaşandığı zaman ezilen çimenlerden sadece biriydi bence. Ezilen ve onlar sayesinde ezdirilen binlerce, yüz binlerce çimen,
çiçek, böcek oldu. Binlerce acı yaşandı, hayat kaydı... Ancak medyanın filleri bırakıp da çimenlerin peşine düşmesi bana hep manidar gelir.
Zira kurulan yeni kumpaslara bakıldığında daha birçok
oyuncak, aparat ve çimen hazırlandığını da görüyoruz. Fillerin böyle mucizevi bir özelliği var sanırım. O koskoca cüsselerine rağmen görünmez olabiliyorlar!