Kudüs-Kıbrıs-Karabağ


"Üç K." Bu "Üç K", Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinde derin yaralar açıyor. -Kudüs, Yahudileştiriliyor. En son, Filistin Devleti'nin "başkent" olarak kabul ettiği Doğu Kudüs'te bile 1600 yeni Yahudi yerleşim merkezi kurulması kararı alınmış. Ayrıca 50 bin yerleşim merkezi inşasının hedeflendiği bildiriliyor. Amerika bile, barış için inisiyatif almaya hazırlanırken, ortaya çıkan bu durum karşısında, şaşkınları oynuyor. Ama, "İsrail'i durdurmak için ne yapabilir" sorusu sorulduğunda, pek cevap bulunamıyor. -Kıbrıs'ta Türkler, azınlık statüsünü kabule zorlanıyor. Avrupa Birliği, Rum kesimini tam üye yaptı ve hem Türkiye'nin hem Kıbrıs Türkleri'nin karşısına oturttu. Bu tavır, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini zehirliyor, Kıbrıs'ta da bir milim ilerlemeye imkân vermiyor. -Azeri toprağı Karabağ, Ermeni işgali altında ve bu işgalin sona erdirilmesi yolundaki çabalar ayak sürüyerek yapılıyor. Çözüm arayışı için oluşturulan Minsk Grubu, yıllardan beri bir milim ilerleme sağlayamamış, dolayısıyla işgalin devamı önlenememiş. Üç konuda da Türkiye hassas olmak zorunda. Kudüs Türkiye'nin manevi mirasıdır. O konuda duyarsız kalamaz. Kudüs, nasıl ki, İslam coğrafyasının en ücra köşesinde bir duyarlılık kaynağıdır, aynı şekilde Türkiye'de de duyarlılık kaynağıdır ve hiçbir yönetim bunu gözardı edemez. Kıbrıs, yavru vatanımızdır, oradaki insanlara karşı Türkiye'nin sorumluluğu vardır, artı Kıbrıs Türkiye'nin hayati bir güvenlik alanıdır. 1974 Barış Harekâtı boşuna değildir. Türkiye'de hiçbir hükümet, Kıbrıs'taki oldu bittiler karşısında duyarsız kalamaz, kaldığında toplum nezdinde ciddi bir bedel ödemekten kurtulamaz. Karabağ, evet Azeri sorunudur ama Türkiye-Ermenistan ilişkileri söz konusu olduğunda, bunun içine "Azeri sorunu"nun girmemesi mümkün değildir. Mümkün olmadığı, protokol gerilimi sırasında ayan beyan görülmüştür. Bu üç alan, Türkiye'nin Batı dünyası ile ilişkilerinde ciddi gerilime yol açıyor. * Batı, Filistin'in işgal durumuna da, İsrail'in Kudüs'te yaptıklarına da, en azından duyarsız kalıyor, en çoğundan ise açık-örtülü göz yumuyor, destek veriyor. Tüm İslam dünyasında olduğu gibi Türkiye'de de, Batı'nın tavrı "İsrail yanlısı" olarak görülüyor ve tepkiye yol açıyor. * Batı, Kıbrıs'ta resmen Türkiye'nin kolunu büküyor ve ağırlığını Rumlar'dan-Yunanistan'dan yana koyarak, Rum politikalarını Türkiye'ye empoze etmek istiyor. Bu da, haklı olarak Türkiye'de büyük tepkiye yol açıyor. Halkımız, Batı'nın bu tavrını "Geleneksel Türk karşıtlığının Kıbrıs'taki yansıması" biçiminde değerlendiriyor. * Ve Karabağ. Bir yandan Karabağ'daki Ermeni işgalini ve icra edilen vahşeti görmeyen Batı, diğer yandan Türkiye'ye "Soykırımı kabul dayatması"nda bulunan Batı... Evet Türkiye, burada da "Müslüman ülke ve toplumlara karşı Hristiyan Batı dünyası dayanışması"na tanık olunduğunu düşünüyor. Türkiye, normalde Batı ile iyi ilişkiler kurmaktan yana. Batı da, Türkiye'nin stratejik değerini dikkate alarak, bu iyi ilişkileri önemsiyor gözüküyor. Ama işte böyle sorunlar da ortada ve bunlar, her an gerilimi tırmandırma potansiyeli taşıyan alanlar... Ne yapsın Türkiye? Batı'nın her istediğini yapsın ve "Aferin" alsın, öyle mi? Ya da öyle yapmayacaksa, her iktidar "eksen değiştiriyorsun" suçlamasına hedef olmaya ve bunun bedelini ödemeye razı olsun. "Eksen değiştirme" işinde eskiden "Rusya ekseni" gündeme gelirdi. AK Parti iktidarında ise "eksen değiştirme" suçlaması için, bizdeki fanatik laik çevreleri de heyecana getirecek ikinci bir kanal bulundu: "Ortadoğu veya İslam ekseni..." Böyle zamanlarda bizde, hemen "Niye Batı'yı küstürdük" yollu ağlamalar başlar. Batı'daki "kalleşlikler" görülmez, içeride kurban aranır. Bir süredir "Türkiye'nin stratejik derinlik" tezleri için darağacı kurulmaya başlandı bile. -Kıbrıs'ı çöz. -Kudüs'te İsrail dayatmalarına karşı sesini çıkarma. -Karabağ'ı unut. Soykırımı tanı. Sınırları aç! Batı ile iyi ilişkiler istiyorsan bunu yap yoksa seni ülke ülke soykırımı ipine çekeriz! Bunun adı Batı diplomasisi. Ve bunun adı en çirkininden, en derininden İslam karşıtlığı... Ne denir? Amerika, yapmacıktan değil, şöyle adam gibi bir tavırla, İsrail'in Kudüs'te icra etmekte olduğu ve daha vahşisini de icra etmeyi planladığı "Yahudileştirme" projesini durdurmayı başarsın, ondan sonra konuşalım. Kıbrıs'ta adalet desinler, konuşalım. Karabağ'da hak-hukuk desinler konuşalım. Değilse yapmakta olduklarını, tarih içinde akıp gelen kinden başka bir şeyle izah edemiyoruz. Bizdeki Batı yanlısı yorumları ise mazoşizmden başka türlü değerlendirmenin mümkün olmadığını söylemek lazım.
<< Önceki Haber Kudüs-Kıbrıs-Karabağ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER