Hep söyleriz;
futbol sadece futbol değildir. Üstelik takımlardan biri
Diyarbakırspor olunca futbol, asla sadece futbol olamaz.
Türkiye politik olarak çok büyük problemlerle karşı karşıya. Bir yanda olumlu adımlar atmak isteyenler, diğer yanda bu işi baltalamak isteyen bazı provokatörler ya da dış güçler var. Bunun için de artık futbol ve
Diyarbakırspor kullanılıyor.
Diyarbakırspor bazı provokatörler yüzünden düşürülürse bu iş bölgenin diğer takımlarına da sıçrayabilir. Birileri Van,
Batman,
Siirt gibi illerdeki maçları da sabote etmeye, bu takımların ligden düşürülmesine çalışabilir. Hem
halk futboldan yoksun kalır. Hem de küme düşürülmeler "
Türkiye Cumhuriyeti sizi sporda da dışlıyor" propagandasına malzeme olur. Diyarbakırspor,
Bursa maçını hükmen kaybedecek gibi görünüyor.
Mustafa Kamil Abitoğlu bu maçı oynatmak için elinden geleni yaptı ama yardımcısı yaralanınca haklı olarak maçı
tatil etti.
VALİ GARANTİ VERMİŞKEN...
Gelelim
İstanbul BŞB-Diyarbakır maçına. 3-5 provokatörün etkisiyle sahaya 15-20 adam giriyor. Diyarbakırsporlu oldukları son derece kuşkulu. Zira üzerinde Diyarbakırspor kaşkolu olan herkes bu takımın taraftarı olarak nitelenemez. Hakem ve
futbolcular soyunma odasına giriyor. Her şey normal. İşte bundan sonra
FIFA kokartlı bir Türk
hakemi sağlıklı ve yapıcı düşünmeli. Ortada bir yaralanma yok, tribünlerde 2 bin 500 kişi var. Stat içi ve dışında neredeyse
seyirci sayısı kadar polis mevcut. Hakem soyunma odasında "Maçı devam ettirmezsem Diyarbakır hükmen mağlup olur ve küme düşer" analizini yapacak.
Diyarbakırspor'un TFF kararıyla küme düşürülmesi birçok odak tarafından sportif karar olarak algılanmayıp, devletin yıllardır boğuştuğu büyük probleme olumsuz etki edecektir. Üstelik İstanbul
Valisi son 3 dakikanın rahatlıkla oynanabileceğinin garantisini vermişken... Tribünlerde polis tarafından ablukaya alınmış bir avuç seyircinin önünde kalan 3 dakikayı oynatmak bir Türk hakemi için asla eyyam ve basiretsizlik değildir. Ancak bir vatanseverlik olabilir. Bu
ülkede "Bu 3 dakikayı niye oynattın?" diye hiçbir kurum ve kuruluş sana
hesap soramaz. Ama oynatmazsan önc
e devlet sonra da ben sorarım.
MERK NASIL ÇIKTI?
Vali, "Devletin garantisine rağmen, bir avuç seyirci polis tarafından enterne edilmişken hakemin maçı oynatmamasının doğuracağı siyasi sorunları düşünebiliyor musunuz?" derken çok haklıydı.
Hakem "Ben içeri girdim, bir daha çıkamam" demiş. Böyle bir
kural falan yok. Nerede yazıyor? TFF ve MHK böyle bir talimat vermişse bu da son derece yanlış ve manasız. Şampiyonlar Ligi'ndeki
İnter-Milan maçında
Markus Merk sahaya atılan
patlayıcı maddeler nedeniyle soyunma odasına girip tekrar sahaya çıkmadı mı? Siz kimi kandırıyorsunuz?
"İçeri girdim mi çıkamam" diyeceksin, işgüzarlık yapacaksın, bu ülke siyaseten zaten büyük problemler içindeyken daha da büyük belaların doğmasına vesile olacaksın. Ben böyle bir hakemlik tanımıyorum.
Sevgili
Hüseyin Göçek kardeşim, şimdi ne olacak biliyor musun? TFF, hatanı telafi etmeye çalışacak. Diyarbakırspor'u hükmen mağlup edemeyecekler. Ya geride kalan 3 dakikayı oynattıracaklar ya da maçı 1-0
tescil edecekler. Sonra diğer kulüpler bağırmaya başlayacak. Bütün bunlara sen sebep oldun. Ben Türk hakeminin zeki, çevik ve büyük düşünenini severim. Ama sen büyük düşünemedin.