Ligin boyu kısalırken
şampiyonluk yarışında bulunan
takımların artık hata yapma lüksü yok. Gündüz Bursaspor'un kazanmasından sonra Ali Sami Yen'deki maç
Galatasaray için mutlak üç puan alması gereken bir sınava dönüşmüştü. Galatasaray zor geçmesi beklenen
Ankaragücü maçına golle başlayarak bir nebze olsun kendi üstlerindeki baskıyı atma fırsatı da buldu.
Erken gelen ilk golden sonra Galatasaray oyunu daha kontrollü oynamaya başladı. Mücadeleyi kendi sahasında kabul etti. Ankaragücü topla iyi oynayan bir takım olmasına rağmen pozisyon bulmadı. Bunda en büyük etken Barış ve Mustafa Sarp'ın orta sahada mücadeleci oyunları, Neill ve
Servet'in de kendi aralarındaki uyumlarıydı. Ama Galatasaray ikinci golü bulduğu ana kadar hücumda gerekli üretkenlikte gözükmedi.
Orta sahada ofansif anlamda katkı yapması gereken
Elano gerekli performansını sahaya yansıtamadı. Giovani Dos
Santos ise görünen o ki hala istenilen düzeyde değil. Bana göre ilk yarıda takımını10 kişi oynattı.
Galatasaray takımının en etkin bölgesi ise sağ kenardı. Sabri, zaman zaman Barış ve de dünkü maçın en iyi
oyuncusu olan
Keita, bu bölgeden geliştirilen ataklarda Ankaragücü
savunmasını güç durumlara soktu.
Keita için de bir çift söz söylemekte yarar var. Gerçekten Galatasaray için çok önemli bir isim. Attığı golde takipçiliği, topla hareketlenmesi, son vuruşu mükemmeldi. Jo ise rakibin savunma boşluklarına çok iyi koşular yaptı ve ilk gole imzasını attı. Ancak birçok pozisyonda orta sahadan gerekli
destek gelmediği için ilk yarıda önde çok yalnız kaldı.
YILDIZ OYUNCU YETMEZ!
İkinci yarıya başlarken Rijkaard'ın
Giovani Dos Santos yerine orta sahaya bir oyuncu alması gerekirdi fakat aynı 11'le sahaya çıktı ve Ankaragücü
rakip kalede daha etkili ataklar yapmaya başladı. Ama Galatasaray savunmasının ortasında oynayan Neill ve Servet başarılıydılar. Orta sahaya Ayhan'ın girmesinden sonra Galatasaray oyunu tekrar kontrolüne aldı ve Keita'nın mükemmel getirdiği topla Baros'la üçüncü golü buldu.
Ankaragücü'ne gelince;
yıldız oyuncuları kadroda bulundurmak, iyi takım olmak demek değildir. Dün bir kez daha gördük ki bu yıldız oyuncuların sadece isimleri vardı. Özellikle savunmada bu kadar bireysel hata yapan takımın, başarı şansı yok denecek kadar azdır.