Temsilciler
Meclisi Dış İlişkiler Komitesi 4 Mart'ta ABD Başkanı'nı
Osmanlı Devleti'nin son döneminde yaşanan
Ermeni katliamlarını "soykırım" ilan etmeye çağıran bir karar tasarısı kabul etti.
Benzer tasarılar 2000 ve 2007'de de benimsenmişti. Üç yıl önce "ABD
Kongresi 'Ermeni
Soykırımı'nı tanırsa ne olur?" (10
Şubat 2007) başlıklı bir yazı yazmıştım. Aradan geçen üç yıl içinde ne değişti ne değişmedi, bir muhasebesini yapmakta yarar olabilir.
Kendisinden önceki
Clinton ve
Bush yönetimleri gibi Obama yönetimi de tasarıya karşı olduğunu açıkladı. Tasarının Kongre tarafından kabulü üç yıl öncesine nazaran bugün daha da zayıf bir olasılık. Zira
Washington her zaman olduğu gibi
Ankara ile iyi ilişkilere ihtiyaç duyuyor, üstelik
Türkiye-
Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini istiyor. Nitekim, Obama yönetiminin tasarının
Temsilciler Meclisi gündemine alınmasına engel olacağı anlaşılıyor.
Peki tasarı, gündeme alınıp (1975 ve 1984'te olduğu gibi) Meclis, sonra da Senato tarafından kabul edilirse, bu ABD yönetiminin "Ermeni soykırımı"nı tanıması anlamına mı gelir?
Hayır, çünkü karar bağlayıcı değil. Peki bu, Türkiye'den tazminat ya da
toprak taleplerine hukuki
destek sağlar mı? Hayır, 1948 BM Soykırım Sözleşmesi geriye yürümüyor. Böyle bir kararın çıkması, 1915 Ermeni tehciri ve katliamlarının soykırım olduğunu kanıtlar mı? Hayır. Kimileri soykırım olduğunda, kimileri olmadığında ısrarı sürdürür. Peki, böyle bir karar büyük çoğunluğuyla bu konuda bilgisiz bırakılan Türkiye halkının Osmanlı Ermenilerinin başına gelen büyük felaket konusunda aydınlanmasına katkıda bulunur mu? Hayır. Tetikleyeceği milliyetçi tepkiler nedeniyle tersine işlemesi kuvvetle muhtemeldir.
Şili'nin de katılmasıyla "soykırım" kararı alan parlamentoların sayısı 19'a çıktı. Türkiye'nin aralarında
Rusya,
Fransa,
Almanya,
İtalya ve Polonya'nın da dahil olduğu bu ülkelerle ilişkileri bozuldu mu? Hayır, bazılarıyla daha da iyileşti. Osmanlı Ermenilerinin toplu tehcirinin yol açtığı felaketten Türk milleti ya da
Türkiye Cumhuriyeti mi sorumludur? Kesinlikle hayır. Sorumlu olan İttihatçı Osmanlı hükümeti değil midir? Kesinlikle
evet. O halde,
Amerikan parlamentosunun diğer parlamentolara benzer bir karar almasını Ankara niçin bu kadar önemsiyor? Galiba, esas olarak Ankara'nın bunu önlemeye kendini anlamsız, hatta amaçlarına ters düşen bir şekilde bağlamış olması. Bu yüzden olacak Türkiye'de "ABD Kongresi 'soykırım' dese ne olur, demese ne olur?" sorusu giderek yayılmakta.
Peki son üç yılda esas değişen ne? Ankara ve
Erivan geçen
Ekim ayında diplomatik ilişki kurmak ve sınırları açmak için protokoller imzaladılar. Başlatılan sürecin ilerlemesi Türkiye-Ermenistan normalleşmesini isteyen herkesin çıkarına. Kongre'nin alacağı "soykırım" kararının bunu baltalamaktan başka hiçbir işe yaramayacağı apaçık.
ABD'de konuyla ilgili en dikkate değer yorumu
Henri Barkey "Ermeni Kararı Nereden Baksan Komedi" başlıklı yazısında (
Washington Post, March 2) yaptı. Özetle şunları söyledi: Bazı Kongre üyeleri soykırım tasarısına yürekten inanıyor, ama çoğu neredeyse yüzyıl sonra alınan bir karardan hayır gelmeyeceğinin farkında; tasarıyı sadece Ermeni lobisi nezdinde puan kazanmak için destekliyor. Evet, soykırım Ermeniler için çok önemli bir konu. Ama daha 2007'de Erivan Devlet Üniversitesi dünyanın bir numaralı soykırım inkarcısı Mahmut Ahmedinecad'a onursal doktora payesi verdi... Ya Türkler? Osmanlı Ermenilerinin soykırıma uğradığını söylemenin hapisle cezalandırılabildiği bir ülkede, neredeyse herkes soykırımla suçlanıyor.
TBMM geçenlerde 1992 Karabağ savaşında 400 Azeri'nin öldürülmesini soykırım ilan etti. Siyasiler İsrail'i birçok kez soykırım uygulamakla suçladı.
Başbakan Erdoğan Çin'i, etnik çatışmalar sırasında 200 kişinin öldüğü Sincan'da soykırım yapmakla itham etti. Ama Müslümanlar yapmaz gerekçesiyle
Sudan hükümetinin Darfur'da soykırım uygulayabileceğini kabul etmiyor.