Harakiri...


Daha maç başlamamış... Takımlar seremonide... İstiklal Marşı anonsu yapılıyor... Tribünlerden bir uğultu yükseliyor... "Yuuhh" ve ıslık sesleri birbirine karışıyor. Tablo daha o aşamada çirkin... Utanç ve endişe verici. Bu neyin protestosu? Başkalaştırılmak istenildiklerini iddia edenlerin, aslında başkalaşmak istediklerinin görüntüsü! Sanki bu cumhuriyetin temeline, Türk'ü, Kürt'ü birlikte harç koymamış... Sanki esaretten kurtuluşa geçişin savaşını birlikte, omuz omuza verip kazanmamış... Ve sanki tepki gösterilen o marşın bestesine, güftesine ortak değerler yansıtılmamış. O iğrenç tepki, bir an için hadi her şeyi bir yana bırakın, başta kendi atalarının kemiklerini sızlatıyor. Futbolun sızısı, çok daha ayrı ve çok daha vahim. Oyun, henüz başlamadan 5 dakika duruyor. Bir foto muhabiri, tribünden atılan taşla başından yaralanıyor. İvankov'a kalesine geçtiği an taş, çakmak, pet şişe yağıyor. Ortam gergin... Ortam berbat... Oyuncuların konsantrasyonları sıfırlanmış. Oyun böylesi kötü bir atmosferde başlıyor. Ali Tandoğan, taç atışına giidyor... Şişe yağmuru. Korner atışına gidiyor... Şişe yağmuru. Hakem anons yaptırıyor. Diyarbakırspor Başkanı sahaya inip taraftarı sakinleştirmeye çalışıyor. Oyuncular tribünlere, 'Yapmayın' diye adeta yalvarıyor. Ama nafile. Sahada trajikomik bir hal. Bursaspor soldan korner atışı kullanıyor, atışı yapan oyuncuyu polis kalkanlarıyla koruyor. Sağdan kullanmaya kalkıyor, kalkanlar, hurra oraya taşınıyor. Ve 17. dakikada yardımcı Kemal Yılmaz, başına gelen bir taşla yere yığılıyor. Artık bu oyunun devam etme şansı yok. Gereği de yok. Mustafa Kamil Abitoğlu, yardımcılarını alıp soyunma odasının yolunu tutuyor. O trajikomik hal sürmeye devam ediyor. Diyarbakırspor oyuncusu Adnan, elinde mikrofon anons yapıyor. Sonra Tazemeta mikrofonu kapıyor. İngilizce bir şeyler söylüyor. Yanındaki tercüman Türkçeye çeviriyor. Diyarbakırspor oynamak istiyor, ama taraftar oynatmamak için elinden geleni yapıyor. Böyle bir sahne, bu sahalarda görülmüş şey değil. Şimdi, o taraftara şunu sormak lazım: Elinize ne geçti? Bursa'daki ilk maçta yaşananlardan sonra, Diyarbakırspor'a bu ülkenin dört bir yanından destek sesleri yükselmişti. O seslerden birinin sahibi de bendim. O taraftar, var olan o sempatiyi şimdi ne yazık ki antipatiye çevirdi. Bundan sonra olacaklar belli... Diyarbakırspor hükmen yenik sayılacak. Sahası kapatılacak. Kümede kalma şansı, iyiden iyiye azalacak. Yazık değil mi? Günah değil mi? Taraftarın var olan avantajı yok etmesi, o takımı ayakta tutmak için onca emeği verenlere karşı işlenmiş bir suç değil mi? Diyarbakırspor, ligin kalan 10 haftasında öyle ya da böyle kümede kalmak için çabalarını yine sürdürecek. Ama o taraftar... Dün küme düştüğünden artık birilerini suçlamak yerine, önce kendi utancıyla yüzleşecek..

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER