Zaruri görüşme yanlış fotoğraf


Avrupa Parlamentosu'nun eski üyelerinden Lord Kilclooney, Cihan Haber Ajansı muhabiri Kamuran Samar'a ilginç açıklamalar yaptı. Türkiye'nin başını ağrıtan önemli konularda İngiliz siyasetçinin önemli görüşleri var. Mesela, AB'nin Kıbrıs siyasetini eleştiren Lord, Rum kesiminin sorun çözülmeden üye yapılmasını 'tam bir felaket' diye yorumluyor. Mart başında tekrar gündeme gelecek soykırım iddialarıyla ilgili de konuşmuş Lord Kilclooney. Türkiye'nin Karabağ konusunda Azerbaycan'a destek vermekte haklı olduğunu söyleyen Lord, 1915'te yaşanan olayları trajedi olarak tanımlıyor ve Ermenistan'ın uluslararası alanda soykırım iddialarını kabul ettirme çabalarını iyi niyetle bağdaştırmadığını ve Türkiye ile ilişkilere katkı sağlamayacağını düşünüyor. Peki bu sözlerin yazının başlığıyla ilgisi var mı? Evet, var. Çünkü bu iki kritik konuda Türk tezlerine destek veren Lord önemli başka noktalara da dikkat çekiyor. 1980'den beri Avrupa siyasetinin içinde olan biri olarak Türkiye'nin ardı arkası gelmeyen darbe teşebbüsleriyle kendi imajına büyük darbe vurduğunu vurguluyor. Türkiye'deki bir türlü aşılamayan askeri vesayeti, kendi kendine zarar veren bir reklam kampanyasına benzetiyor. Türkiye'de askerin siyasi kesim üzerindeki etkisinin yeni olmadığını, ancak bunun ülkenin dış imajına zarar verdiğini belirten Lord'un altını çizdiği şu nokta çok önemli: Bu fotoğraf dış dünyaya, özellikle de Avrupa Birliği'ne Türkiye'de demokrasi olmadığı mesajını veriyor. Söyledikleri yanlış mı? Aylardır Türkiye, dış politika açısından Irak Savaşı ve Kıbrıs müzakereleri gibi iki büyük sorunla boğuştuğu Mart 2003'te hazırlanan Balyoz darbe planı ile sarsılıyor. Hasan Cemal'in dediği gibi, sadece cuntacılara dokunulduğunda 'hukuk' diye feryat edenler anlamasa da Türkiye sadece imajına değil, siyaset kültürüne ve ekonomisine de büyük darbeler vuran cuntacılık salgınıyla mücadele ediyor. Demokrat herkes gibi bizim de temennimiz bu mücadelenin, 100 yıllık cunta virüsünün temizlenmesiyle sona ermesi. Ancak hedef ne kadar doğru olursa olsun, vasıtaların da aynı derecede doğru olması şart. Usul, asıl kadar önemli. Hele imajın neredeyse her şey olduğu günümüzde. Bu noktada ne kadar titiz olduğumuz ise tartışmalı. Uzağa gitmeden hemen dünkü gazetelerin birinci sayfalarına bakalım. İstisnasız hepsinde yer alan kare, Gül, Erdoğan ve Başbuğ'un buluştuğu fotoğraf. Toplantının başladığı andan itibaren, görüşmenin videosu da televizyonlarda dönmeye başladı. Sadece bizde mi? Bu fotoğraf, uluslararası medyanın da birinci haberiydi. Toplantı günü, akşam geç saatlere kadar bu fotoğraf, dünyada milyonlarca insanın ziyaret ettiği BBC'nin internet sitesinin manşetinde kaldı. Tam da darbe iddiasıyla ilgili bir dava sürerken, savcılar ve hakimler kritik kararlar vermeye çalışırken, konunun taraflarının böyle bir toplantı için bir araya gelmesi zaten normal demokrasiler için alışıldık bir olay değil. Ama diyelim ki, Türkiye'nin kendine özgü şartları vardır ve Balyoz davasındaki üst düzey askeri gözaltılar gerçekten büyük bir gerilime yol açmıştır. Krizi dindirmek için böyle bir görüşme dışında çare kalmamıştır. Böyle olsa bile o fotoğrafların medyaya yansıması şart mıydı? Biz gazeteciler için fotoğraflar, görüntüler harika. Hatta tutanakları da isteriz. Ama Başbakan ile ona bağlı bir yetkilinin, iki eşit gibi cumhurbaşkanının huzurunda oturduğu o fotoğrafı gören biri, Türkiye'nin demokrasi iddiasına artık inanır mı? Maalesef aynı dikkatsizliği her zaman yapıyor ve yaşananlardan ders almıyoruz. PKK'lıların Habur'daki teslimi sırasında medyaya yansıyan nahoş görüntülerin koca bir açılıma verdiği zararı sanki biz yaşamadık. KCK operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan seçilmiş isimlerin elleri kelepçeli fotoğraflarının yaptığı tahribatı sanki günlerce konuşmadık. Sadece fotoğraflar mı sorun? Bir vekilin yaptığı "Fişleme sırası bizde" açıklaması tuhaf değil mi? Başbakan Erdoğan'ın, haklı olarak verdiği demokrasi mücadelesini anlatırken, köşe yazarlarını patronlara şikayet etmesi doğru oldu mu? Türkiye'de anlaşılır da olsa bütün bunların dünyada anlaşılması çok zor ve milletin verdiği demokratik mücadeleyi gölgelediği kesin. Keşke sık sık bu gerçeği hatırlasak... .
<< Önceki Haber Zaruri görüşme yanlış fotoğraf Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER