Kahreden görüntü kimin hatası?


Fatih ve Beyazıt camilerini bombalayıp halkı galeyana getirme ve ardından sıkıyönetim ilan ederek darbe zemini hazırlama girişimi şimdi yargı önünde. 40'ı aşkın emekli ve muvazzaf askerin dün evleri arandı. İkisi kuvvet komutanı, 17'si emekli, 4'ü muvazzaf toplam 21general gözaltına alındı. İşte o kahreden listede yer alan birkaç isim; Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Ergin Saygun, Birinci Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Oramiral Feyyaz Öğütçü, Güney Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Lütfi Sancar, Özel Kuvvetler Komutanı emekli Korgeneral Engin Alan, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi (SAREM) Başkanı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeli... Çoğu Türkiye'nin en kilit noktalarında görev yapmış. Savcıların bile görmesine izin verilmeyen en "kozmik" bilgilere sahipler. Bu ülkenin toprağı da bu halkın canı da yıllarca onlara emanet edilmişti. Ama bir darbe planı içerisinde yer almakla suçlanıyorlar... "Keşke olmasaydı" diyebileceğimiz, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hiç de hak etmediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Balyoz'da yer alan bu isimlerin çoğu "Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven" darbe planları ve "Kafes Eylem Planı"nda da karşımıza çıkıyor. Oramiral Özden Örnek'in "darbe günlükleri" neredeyse 3 yıl önce patlak vermişti. O günden bu yana alınan mesafe, demokratik hukuk devleti yolunda önemli. Yaşanan sevimsiz sürecin teselli veren tek yanı da bu... Halen cevap aranması gereken soru ise "Türk Silahlı Kuvvetleri bu hain planları bugüne kadar neden keşfedemedi?" Taraf gazetesinin özel yetkili savcılara teslim ettiği ve tamamı orijinal belgeler Birinci Ordu'nun arşivinde yer aldığına göre, neden askeri savcılar onlar hakkında bir soruşturma açmadı? Özel yetkili savcıların ıslak imzalı gerçek plan olduklarına kanaat getirdiği ve Türkiye tarihinin en kapsamlı operasyonunu başlattığı belgeleri, Genelkurmay neden yalanlama gereği duydu? Genelkurmay açıklamasında "Bu plan seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir" deniliyordu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da Balyoz darbe planı ile ilgili iddialara, "Lanetliyorum, Türk Ordusu'nun da bir sabrı var" diye cevap vermişti. Başbuğ, "ALLAH, ALLAH sesleri ile taarruz eğitimi yapan ordumuzun, ALLAH'ın evi camilere bomba atması" iddiasını vicdansızlık olarak nitelemiş ve yumruğunu masaya vurmuştu. Ama hukukun üstünlüğü sınır tanımıyor. Gerçeği "balyoz" gibi yüzümüze çarpıyor. Maalesef "camileri bombalamayı" düşünen çürükler varmış ve bu çürükleri ayıklamak konusunda başarısız kalınmış. Soruşturmalar zamanında yapılsa, "kol kırılır yen içinde kalır" denmese, "hatalar kamufle edilmese" bugün herkesi kahreden görüntüler belki de hiç yaşanmazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri tabii ki bu tabloyu hak etmiyor ama hata kimde?
<< Önceki Haber Kahreden görüntü kimin hatası? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER