Irak, 7 Mart'ta yapılması planlanan meclis seçimlerine hazırlanıyor. Yüzlerce partinin muhtelif ittifaklarla katılacağı seçimlerde en çok oyu
Başbakan Nuri Maliki liderliğindeki "Hukuk Devleti" ittifakının alması bekleniyor, ama Maliki'nin yeniden başbakan olması
şüpheli.
Şii
siyasetinde "Hukuk Devleti"nden sonraki en büyük gücü teşkil eden "Irak
İslam Yüksek Konseyi"yle
Kürt partileri ve İyad
Allavi liderliğindeki "Iraklı" ittifakı, mecliste Maliki'nin önünü kesmek için anlaşmış gibi görünüyor.
Maliki olmazsa kim başbakan olur?
Hiçbir fikrim yok.
Bu konuda fikir edinmek için gayretim de yok.
Ben, daha ziyade, Irak'taki genel havayla ilgileniyorum.
Şii-
Sünni kavgası aşılıyor mu aşılmıyor mu?
Henüz aşılmıyorsa da aşılacağa benziyor mu?
Her şeyden evvel buna bakıyorum.
***
Geçenlerde bir vesile ile Bağdat'a gittim.
Konuştuğum Iraklılarda 'mezhepler arası kuşku'nun derin izlerini gördüm, ama Irak'ı bu kuşkulara
kurban etmeme kararlılığını da gördüm.
Oluk oluk akan kandan, yaşadıkları korkunç kâbuslardan, çektikleri dayanılmaz acılardan ve Şii'siyle Sünni'siyle bütün Irak'ın gömüldüğü zifiri karanlıktan öyle gına getirmişler ki,
iç savaş sayfasını bir an evvel kapatmak için bağırlarına taş basmaktan başka çare göremiyorlar.
Bu
temayül, siyaset sahasında da kendini gösteriyor.
Şii lider Nuri Maliki'nin, hakkını verip vermemesi bir yana, "Hukuk Devleti"ne vurgu yapma gereğini duyması bu yönde bir işaret...
Sünni lider Tarık Haşimi'nin seçimlere -"Iraklı" ittifakı içind- Şii siyasetçilerle birlikte katılmayı
tercih etmesi ve mütemadiyen "mezhepler ötesi vatandaşlığa" vurgu yapması bu yönde bir işaret...
Bu sembolik jestler meselenin çözüldüğü anlamına gelmiyorsa da, çözüm yoluna girildiğine delalettir.
***
İhvan-ı Müslimin kökenli Tecdid Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin bir yakını, "Irak'ta etnik ve mezhebî kimliğe dayalı siyasetin istikbali yok" diyor.
İnşaallah.