Sonunda
Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ'un da ses kaydı internet sitelerine düştü. Ankara'da bütün şiddetiyle yargı darbesinin tartışması sürerken, MGK toplantısına saatler kala...
Başbuğ'un 6 dakikalık konuşması medyaya sızdırıldı. Sorular peş peşe geldi... Kim dinledi, kim sızdırdı, neden şimdi?
Başbuğ daha 10 gün önce bir gazeteye 'Sabrımız taşarsa elimizdekileri açıklarız.' demişti. Bu konuşmaya bir
cevap mı?
Genelkurmay'ın kısa açıklamasında Başbuğ'un ses kaydı doğrulanırken '
Yurtdışında askeri personele yapmış olduğu bir konuşmadan yararlanarak düzenlendiği anlaşılmıştır.' dendi. Yurtdışının da
Belçika olduğu ortaya çıktı. Başbuğ, 25 Ocak'ta NATO toplantısı için Brüksel'e gitmiş, orada görevli Türk subaylarla bir araya gelmişti. Genelkurmay'a göre bu ses kaydı o konuşmalardan derlenmiş...
Açıklamada sadece Başbuğ'un nerede konuştuğuna cevap var. Diğer sorular cevapsız. O ortam nasıl dinlendi? Neden şimdi sızdırıldı? En az onlar kadar önemli: Başbuğ o konuşmayı neden yaptı? Uluslararası bir
komplo mu söz konusu yoksa ağustos öncesinde artık aşinası olduğumuz iç kavganın tezahürleri mi?
Konuşmanın akışına bakıldığında Başbuğ çok rahat... Yurtdışı olmasına rağmen söylediklerinin dışarıya çıkacağından zerre şüphesi yok. Çok özel konulara giriyor çünkü.
Bülent Arınç olayını kastederek 'Emri ben verdim.' diyor. Ardından hakimin kozmik odada
arama yapmasına ise 'İzin vermeseydim nah girerdi.' diyor. İnsanın kendisini ancak güvende hissettiği ortamda söyleyeceği üslupta sözler bunlar.
Telekulağın Başbuğ'a kadar uzanması ürkütücü. Ve asla kabul edilemez.
Genelkurmay Başkanı'nın dinlendiği bir ülkede hiç kimse rahat uyuyamaz? Kendisinin dinlenmediğinden emin olamaz?
Türkiye bir süredir gerek
telefon gerekse ortam dinlemelerinden muzdarip. Sadece asker kişilerin değil siyasetçilerin de bürokratların konuşmaları da medyaya sızdı.
Başbakan Erdoğan'ın telefonları illegal yollarla dinlendi ve bir
dergi o konuşmaların bir bölümünü yayınladı. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın, siyasetçileri
hedef alan telefon konuşması internet sitelerine sızdı.
Başbuğ'u kimin, hangi amaçla dinlediğini bilmiyoruz. Bir Genelkurmay Başkanı'nı dinleyebilecek güç ve yetenek ancak onun seviyesine yakın birilerinde, daha açık ifadeyle bir başka
general de olabilir.
Ses kaydını okur okumaz aklıma ilk gelen '
Ağustos savaşı başladı mı?' sorusu oldu.
Özellikle Genelkurmay başkanının değiştiği ağustosların harareti çok yüksek oluyor. Yıpratma veya gözden düşürme kampanyaları aylar öncesinden başlıyor.
Yaşar Büyükanıt'a yönelik yayınları hatırlayın... Çok özel
aile mahremiyetlerine kadar her türlü bilgi
belge internette dolaştı. Şûra'nın hemen öncesinde zirveye tırmandı, binlerce kişinin telefonlarına mesajlar yollandı.
O zaman bu yayınlarla ilgili başkalarını suçlayanlar oldu. Gerçek daha sonra anlaşıldı.
Ergenekon operasyonlarında Büyükanıt'la ilgili belgeler Hurşit
Tolon, Şener
Eruygur gibi generallerin özel arşivlerinden çıktı. Sanki Başbuğ'un ses kaydının arkasında ağustos hesapları var gibi. Kendilerine sahip çıkmadıklarına inandıkları Ergenekoncular ihtimal dışı tutulmamalı. Ben Genelkurmay Başkanı'nı dinleyebilecek bir
sivil gücün mevcudiyetine ihtimal vermiyorum.
Başbuğ ses kaydında Çukurambar'daki olayı anlatırken 'Uzun süre o görevi yapıyorsunuz, izleniyorsunuz yani. Kendiniz bunu hissetmeniz lazım. Anlamanız lazım. Anlayamıyorlar. Profesyonel yeteneklerde sıkıntılar var.' diyor. Bu sözleri söylerken kendisinin de kayda alındığından habersiz. Bir başka devlet söz konusu değilse Başbuğ'u dinleyen, ancak onun düzeyine yakın bir güçten başka kim olabilir? Bırakın yeteneği hangi sivil buna cesaret edebilir?
Genelkurmay çok yönlü
soruşturma başlattı. Bu olay mutlaka aydınlatılmalı. Çünkü bu sadece İlker Başbuğ'un sorunu değil aynı zamanda Türkiye'nin güvenliği sorunu...