Amerikan kaynaklı
ekonomik kriz pek çok eski düşünceyi değiştiriyor. Artık kriz öncesi bilinen makro ekonomik bazı ölçüler yaşanan krizle birlikte eskidi. Yeni
politika tasarımlarına gerek var.
Makro ekonomi politikalarında, kriz sonrası, yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyleyen iktisatçılardan Olivier Blanchard, MIT’de
öğretim üyesi. Aynı zamanda IMF’de iktisatçı olarak çalışıyor.
Prof. Blanchard, kriz öncesinde belirlenen bazı makro ekonomik hedeflerin değiştirilmesi gerektiğini ileri sürüyor. Hatırlanacaktır, yaşadığımız son ekonomik kriz, mali sektörden kaynaklandı.
Ekonomik krizler, her zaman mali sektörden gelmeyebilir. Kriz, salgın hastalıkların turizm ve ticareti etkilemesi ya da bir büyük ticaret merkezine
terörist saldırı şeklinde de ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda enflasyon hedefini hâlâ eski haliyle tutmak büyük bir hata olabilir.
Prof. Blanchard “Kriz dönemlerinde
Merkez Bankalarının gelişmiş
ülkelerde kriz öncesinde belirlenen yüzde 2 oranındaki enflasyon hedefinin, yüzde 4’e çıkarılmasında fayda var” diyor. Çünkü, kriz döneminde yüzde 4’lük bir enflasyonun olumsuz etkisinin hissedilmeyeceğini, ama işsiz ailelere verilen yardımların arttırılmasının, istihdama, olumlu katkısı olacağını belirtiyor. Blanchard’ın, IMF ve hükümetlerin bağnaz düşünceyle, yüzde 2 enflasyon hedefinde diretmelerinin ekonomiye zarar vereceğini ileri sürmesi haklı bir yaklaşım. Kriz dönemlerinde, enflasyon oranlarının yükselmesinden korkmamak gerekiyor. Ayrıca, krizlerde para politikasını rahat kullanabilmesi için Merkez Bankalarına yeni düzenleyici araçların kullanım yetkisinin verilmesinde de fayda var.
Prof. Blanchard, krizin ardından, sadece para politikasındaki değişikliklerle sınırlı kalınmayıp, kamu maliyesinde de ölçülerin değişmesi gerektiğini belirtiyor. Gelişmekte olan bazı ülkelerin, borç yükleri
küçük olduğu halde krize girdiklerini belirterek artık “borç yükü ölçülerinin” de değişmesi gerektiğini ileri sürüyor. Örneğin, Ukrayna’nın 2009 yılı borç yükü sadece yüzde 8,4 olduğu halde, ülke, krize girdi. Bu nedenle borç yükü ölçülerinin yeniden tanımlanmasında fayda var. Blanchard’ın yaptığı bu öneriler, IMF’de, tartışılmaya başlandı. Anlaşılan, IMF, artık eski makroekonomik kriterleri değiştirecek. Kriz sonrası yeni makro ekonomik ölçüler getirilecek.
Peki, bu yeni makro ekonomik kriterlerin bize ne faydası olabilir?
Türkiye IMF ile yeni bir “
destek kredisi”
anlaşması için görüşmeleri sürdürüyor. Eğer makro ekonomik kriterler Prof. Blanchard’ın ileri sürdüğü şekilde yeniden ele alınırsa anlaşma yakın demektir. Tabii böyle bir anlaşmanın Türkiye’ye ne kadar faydası olacak o da tartışılır.