Amerikan usulü yolsuzluk karanlık köşelerde para dolu çantaları değiştirerek yapılmaz. Peki, nasıl yapılır? Paralar demokrasiye uygun olarak el değiştirir. Yok artık! diyebilirsiniz. Gelin, Amerikan usulü yolsuzluğu,
Nobel ödüllü ünlü iktisatçı Joseph Stiglitz’den öğrenelim.
Stiglitz, iki hafta önce piyasaya çıkan Freefall, “Serbest
Piyasa ve
Küresel Ekonominin Batışı” kitabının bir bölümünde Amerikan usulü yolsuzluğu anlatıyor. Stiglitz’e göre, ABD’de
silah sanayii,
finans, ilaç, petrol ve kömür sektörleri yolsuzlukların yapıldığı sektörler. Bu alanlarda faaliyet gösterenlerin
siyaset üzerinde yoğun etkileri oluyor. Amerikan
ekonomik ve sosyal
politikalarını bu sektörlerin patronları belirliyor. Adı geçen patronların etkisinden sıyrılıp akılcı bir politika izlemek mümkün değil. Çünkü, onlar, paralarıyla güçlü
lobi şirketlerini devreye sokup “yanlışı doğru doğruyu yanlış olarak” kolayca
halka aktarabiliyorlar.
ABD başkanlarından Eisenhower, silah sanayiinin ne kadar tehlikeli olduğunu ve Amerikan halkının ekonomik, politik ve ruhsal durumunu yakından etkileyeceğini 1961 yılında belirtiyor. Çünkü silah sanayiinde tek alıcı devlet. Dolayısıyla silah satmak için, silah üretenlerin, siyasete yoğun müdahalede bulunmaları gerekiyor. Böylece, nelere ihtiyaç olduğu doğru dürüst bilinmeden, kamu kaynakları, silah sanayiine aktarılıyor.
Gelelim diğerlerine...
İlaç sanayii de bir yolsuzluk kaynağı. Çünkü ilacın en büyük alıcısı devlet. Ve ilaç
fiyatlarında
rekabet yok. Bu nedenle soygunun bir türü de ilaç sanayii yoluyla yapılıyor. Finans ve bankacılık ise kamu kaynaklarının soyulmasında yine öne çıkan endüstrilerden bir tanesi. Bankalar, kâr ettiklerinde, kazançlar, kendilerinin oluyor, zarar ettiklerinde tüm maliyeti vatandaşa yüklüyorlar.
Petrol ve kömür sektörleri de Amerika’da yolsuzluğun yapıldığı alanlar. Petrol ve kömürün fiyat oluşumunda, devlet, etkin rol oynadığı için politik hâkimiyet önemli bir belirleyici oluyor. Bu nedenle, kampanyalar ve lobi şirketleri yoluyla halk kör ediliyor. Sistem,
döner kapı misali lobiciler tarafından yolsuzlukları öretecek şekilde sürdürülüyor. Stiglitz “yaşadığımız ekonomik
kriz bize silah sanayii, finans, ilaç, petrol ve kömür alanlarında yapılan yolsuzluklar nedeniyle nasıl büyük ve gereksiz maliyete katlandığımızı gösterdi” diyor.
Gelelim
Türkiye’ye... Stiglitz’in, Amerika’da yolsuzlukların kaynağı olarak gösterdiği sektörleri, Türkiye için incelersek...
Anadolu sermayedarlarından bu alanlarda faaliyet gösteren pek yok.
İstanbul sermayesi olarak bilinen bazı işadamları bu sektörlerde faaliyet gösteriyorlar. Dolayısıyla, Türkiye’de yaşanan çatışmanın aslında ekonomik çıkarları korumak için siyasal yönetimi kaybetmeme çatışması olduğunu bize gösteriyor. Çünkü siyasal etkinlik kaybedildiği takdirde, bir tür yolsuzluk olan, Ankara’nın kararlarıyla para kazanmak artık mümkün olamayacak.
Niye Anadolu sermayesi hükümeti destekliyor da İstanbul sermayesi desteklemiyor? Amerikalı İktisatçı Stiglitz, ABD’yi anlatırken bu sorunun cevabını da veriyor herhalde. Fakat bir fark var. Amerika’da devleti yönlendirip yolsuzluk yapmak için lobiciler yeterli olurken, bizde, lobiciler darbecileri de devreye sokuyorlar.