Geçen toplantıda
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın
İsrail Cumhurbaşkanı'na "gerektiği gibi" konuşması ve
Davos toplantılarına da "One minute" çekmesinden sonra bu yıl Davos toplantılarının
Türkiye'ye yansıması oldukça sönük oluyor.
Başbakan gitmedi ama bu yıl Türkiye'den Davos'a gidenler elbette oldu. Onlardan birisi Suna Vidinli'ydi.
Geçen yıl Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı'na ağır bir
ders veren Başbakan Tayyip Erdoğan'dan sonra bu yıl da Suna Vidinli Arap liderlere ağır bir ders verdi.
Davos'taki
Ortadoğu Paneli'ne katılan Suna Vidinli'nin panele katılan Arap liderlerine yönelik sözleri her ne kadar Başbakan'ın İsrail'e yönelik sözleri kadar etkin olmasa da Arap liderlere de "söylenmesi gerekenleri" duyurması açısından önemliydi.
Vidinli'nin Arap liderlere söylediği sözleri yazacağım. Ama önce Vidinli'nin sözlerini işiten Arap liderleri yazayım:
Panelin adı: "Ortadoğu'da Değişen Güç Dengeleri"
Ürdün Başbakanı Al Rifai,
Filistin Başbakanı Fayad,
Arap Birliği Genel Sekreteri
Amr Musa ve
Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Enver M. Gargas panelin konuşmacılarıydı.
El Arabiya televizyonu da paneli canlı yayınladı.
Suna Vidinli kendisini bir Türk gazeteci olarak takdim ettikten sonra fırça faslına geçti:
"Burada her sene aynı kısır tartışmaları yapıyorsunuz. Bu sene de İran'ın nükleer güç olması üzerine aranızda anlaşmazlığa düştünüz.
Ben sizler gibi Arap değilim. Ama bir
Müslüman dostunuz olarak Kur'an'ın bir
ayetini hatırlatırım:
'Kendi durumlarını değiştirmeyenlerin durumunu
Allah da değiştirmez.'
Tek ses olarak dahi konuşamıyorsunuz.
Ancak bölünmüş topraklar üzerinden güç dengeleri hesapları yapılır. Buraya gelip bu başlık altında Ortadoğu'yu konuşarak mücadelenizi daha başlamadan kaybetmiş oluyorsunuz.
İran'ın nükleer gücü olur mu tartışmasını bırakıp Türkiye'ye bakın. Türkiye insanını nükleer gücü olarak görüyor ve ona yatırım yapıyor."
Tabiri caizse Suna Vidinli Arap liderleri fırçalamak için Kur'an'dan çok isabetli bir ayet seçmiş. Ra'd Suresi 11. Ayet.
"... Bir topluluk kendisini değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah bir topluluk için fenalık istedi mi, hiçbir güç onu durduramaz; onların O'ndan başka bir koruyup kollayanları da olmaz..."
Bence de bu ayet bugünkü Arap
toplumlarına söylenebilecek en güzel söz.
Bugün kimisi Amerika'nın benzinliği, kimisi Amerika'nın karakolları olan Arap devletleri kendilerini değiştirmeliler.
Rahmetli Seyit Kutup bu ayeti şöyle çeviriyor:
"Herhangi bir toplum tutumunu değiştirmedikçe, Allah onun konumunu değiştirmez."
Ve şöyle
tefsir ediyor:
"Yüce Allah insanlara verdiği nimeti ya da azabı, üstünlüğü ya da alçaklığı, onurluluğu ya da ezilmişliği, onlar, düşüncelerini, davranışlarını ve pratik hayatlarını değiştirmedikçe değiştirmez. Yüce Allah onların şahısları ve davranışları açısından meydana getirdikleri değişiklikler doğrultusunda onların durumlarını değiştirir. Gerçi, yüce Allah daha olmadan ne olacağını bilir. Ne var ki, onlara ilişkin hüküm, onların davranışlarına göre olacaktır ve bu hüküm yaşanan değişiklikle aynı zamanda gerçekleşecektir.
Kuşkusuz bu, insana ağır bir sorumluluk yükleyen bir gerçektir. Yüce Allah'ın iradesi ve buna ilişkin yasası, insanlar hakkındaki iradesinin yine bu insanların davranışları yönünde gerçekleşmesi şeklindedir. Bu konudaki yasasını, onların bu yasaya karşı takındıkları tavır uyarınca yürürlüğe koyması yönündedir iradesi... Bu konuya değinen ayet gayet açıktır ve yoruma ihtiyaç bırakmamaktadır..."