Berivan ve darbe


Tuhaf bir ülkede yaşadığımız için her şey biraz tuhaflaşıyor. Bize bir tuzak kurulduğunu haber aldık, elimizde belge olmadığı için bunun ne olduğunu söyleyemiyoruz. Onun için önce “şubemiz yoktur” türünden tuhaf bir açıklama yapmalıyım. Bütün savcılara buradan duyuruyoruz, “hiçbir yayın organına Balyoz Darbe Planı’nın dış tehdit bölümleriyle ilgili belge ve bilgi vermedik. Böyle bir haber yayınlanırsa o haberin kaynağı Taraf değildir. O haber onlara başka yerden gelmiştir.” Bu saçma sapan gözüken açıklamadan sonra gelelim asıl konumuza. Sabah gazetesi dün “bu ülkede Kürtlerin nasıl acı çektiğini”, yasaların Kürtlere acı çektirmek için nasıl “insaf çizgilerini” aşan biçimlerde tasarlandığını, insanın içini acıtan bir örnekle manşet yapmıştı. Muhteşem bir gazetecilikti bence yayımladıkları haber, yazana da, manşete çıkarana da saygı ve hayranlık duymamak elde değildi. Batman’da 9 ekimde bir grubun yaptığı eyleme katıldığı, bu eylem sırasında polise taş attığı ve bazı sloganlar söylediği için gözaltına alınan 15 yaşındaki Berivan, önceki gün Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. İnanmayacaksınız ama “taş ve slogan atmakla” suçlanan bu küçük kız tek celsede 13,5 yıl hapse mahkûm oldu, yaşı küçük olduğu için cezası yedi yıl dokuz aya indirildi. Eylem görüntülerini izleyen polis, yüzü poşuyla sarılı bir kızın Berivan olduğuna karar vermişti. Yüzü bile görülmeyen Berivan, “taş attığı” iddia edildiği için yıllarca hapis yatacak. Bu karardan vicdanı yaralanmayacak kimse var mı bu ülkede? On beş yaşında bir çocuğun, “taş attı” diye yıllarca hapis yatmasını adil bulan kimse var mı? Küçücük çocukları “taş attı” diye hapislerde süründüren bir devlete ve o devleti yöneten siyasi iktidara kim güvenir? Başbakan Erdoğan yedi yıldır iktidarda. Yedi yıldır yönettiği ülkede hâlâ çocuklar böyle insafsızca cezalandırılabiliyorsa bundan hiç mi acı çekmez, hiç mi vicdanı sızlamaz? “Şu kadar yol yaptık, bu kadar okul yaptık, bu kadar hastane yaptık” diye övünürken “bu kadar çocuğu hapse attık” diye de mi övünecek? Her yaptığıyla övündüğüne göre çıkıp insanların önünde “hapse atılan çocuklarla” da övünse ya... Yapılan yolların sorumlusu başbakan da, hapse atılan çocukların sorumlusu başka biri mi? Yollardan sorumlu başbakan ve çocukları hapse atmaktan sorumlu başbakan diye iki ayrı başbakanı mı var bu ülkenin? Berivan on beş yaşında. Taş attığı için falan değil “Kürt olduğu” için hapiste bugün. Onun gibi daha çok çocuk var hapislerde. Hem “Kürt açılımı” diyeceksin hem de on beş yaşındaki kızları yıllarca zindanlarda süründürecek yasaları değiştirmeyeceksin. Çocukları hapislerden kurtarmayacaksa bu “açılım” ne işe yarayacak? Küçücük çocukları hapisten kurtarmaya gücün yetmiyorsa, koskoca Kürt sorununu çözmeye nasıl gücün yetecek? Ne kadar yol yaparsan yap, devr-i iktidarında çocuklar hapsediliyorsa o iktidarın utançla lekelenir. “Bizi gaza getirmeyin” diyor Erdoğan, bence “biraz gaza gelse” iyi olur, bu kadar “frenle” bu araba yürümüyor çünkü. Bence başbakan hiç duraksamadan hemen “gaza gelsin” ve bu çocukları kurtaracak bir yasa için uğraşsın, mücadele etsin, dövüşsün. Mücadelenin bundan daha kutsalı olmaz. Hem unutmasın ki kendini devirmek için birbiri ardına yapılan bütün o “darbe” planları, ülkedeki bu demokrasi eksikliğinden, acıdan, huzursuzluklardan besleniyor. Eğer Berivanlar hapsedilmese, Kürtlere bu kadar eza çektirilmese, ülke tam bir özgürlüğe ve eşitliğe kavuşmuş olsa, insanlar huzuru ve mutluluğu hissetse, savaş bitmiş olsa, daha geçen ay “Kafes” kod adlı darbe planını hazırlayanlar bunu yapmaya cüret edebilirler miydi? Onlar çocukların acılarından medet umarak darbe hazırlıyorlar. Doğu’da Kürt çocukları hapsedilirken, darbeciler de Batı’da çocukları bombalarla havaya uçurmaya hazırlanıyorlardı. Biz o darbenin planlarını yayımladığımız zaman medya günlerce sessiz kalmıştı, kılını kıpırdatmamıştı, “olur mu canım bu kadar” diye mırıldanmışlardı. Kafes Darbe Planı şimdi iddianameye girdi, mahkemeye sevk edildi. Sanıklar darbecilikten ve “çocukları öldürmeyi planlamaktan” yargılanacaklar. Kendisini yıkmak için “çocukları bile öldürmeyi” planlayabilen bu darbecilerden kendisini kalın çizgilerle ayırmalı Erdoğan, çocukları koruyabilmeli. On beş yaşındaki çocukları hapsettiren başbakan olarak anılmamalı. İnsan olmak, vicdanlı olmak, adil olmak, merhametli olmak başbakan olmaktan daha önemlidir. Bir başbakanlık koltuğu için değmez çocukları hapsettirmeye.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER