Dün, AB’nin “İlerleme 2009 Raporu” üzerinden “askeri
vesayet” rejiminin bir vesikalık fotoğrafını yayınlamış... Ama “parasal ayrıcalıklara” değinmemiştim...
Bu eksiğimi önceki gece Mehtap TV’de yaptığımız “
Akıl Defteri” programına Almanya’dan uzun bir
mesaj atan Cihan
Yaşar tamamladı.
“Darbe” iddialarının sürekli gündemde kalmasına neden olanın askeriyenin sadece siyasi değil, parasal ayrıcalıklarının da olduğunu vurguladı.
***
“
Ordumuz sadece
darbe yapmaz,
makarna yapar.
Sadece
muhtıra yayımlamaz, çocuk bezi satar.
Yalnızca Kürtlerle savaşmaz,
krem şantiden ambalaj kâğıdına sayısız ürünün imalatını ve ticaretini de yapar.
Ayrıcalıklarını yitirmekten korkmaları boşuna değil, ordunun şirketi
OYAK Türkiye’nin üçüncü büyük
ekonomik gücü.
Sabancı, Koç gibi büyük patronlarla ortaktırlar, tüm
batı karşıtı nutuklarına rağmen Dupont, FMC, Axa gibi çok uluslu şirketlerle yıllardır birlikte çalışırlar.
Fransa,
Hollanda,
İspanya,
Bulgaristan gibi AB
ülkeleriyle uyumlu bir şekilde ticaret yaparlar.”
***
“...TSKGV, yani Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı...
Mali açıdan hayli güçlü ve tabi ki
doğal olarak vergiden muaf bu
vakıf 1987’de kurulmuş.
Kurulması için Türkiye’de ‘özel bir
yasa’ çıkartılan tek vakıf.
Geliri ise;
mevduat faizleri, kur farkları, kar payları, kira gelirleri,
bağışlar, sosyal faaliyet gelirleri, vakfın sahip olduğu tesislerden elde edilen gelirler, menkul kıymetlerden elde edilen gelirler ve fuarcılık faaliyetlerinden elde edilen para.
Toplam gelirin yüzde 20’si
yönetim ve idame giderleri ile ‘harp sanayi faaliyetleri ve harp
silah,
araç ve gereçlerinin alımına kaynak yaratabilecek getirisi yüksek ticari alanlara’ harcanırken, kalan yüzde 80’i de ‘millî harp sanayimizin geliştirilmesi, yeni harp sanayi dallarının kurulması, harp silah, araç ve gereçlerinin satın alınması suretiyle TSK’nin savaş gücüne katkıda bulunmak için harcanmaktadır...’
64 ilde şubesi olan ve bağış toplayan TSKGV, Ankara’da iki yılda bir düzenlenen Uluslararası
Sanayi Fuarı DEF’in de işletmecisi olarak uluslararası silah tekellerinin Türkiye’de başvurdukları tek adres.”
***
“Ancak ‘OYAK’ gibi ‘TSKGV’ de yasal imtiyazları nedeni ile meşru ve demokratik olarak denetim altına alınamıyor.
Rekabet kurulu ne OYAK ne de TSKGV’nin statüleri ile ilgilenmemekte.
Denetimi sadece ordu yönetimi elinde tutuyor.
Türkiye’de üçüncü büyük ekonomiye sahip OYAK bu imtiyazı nedeni ile 2005’de
Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılı bir emri ile ‘
subay,
astsubay, erler ve
sivil personelin
maaş ödemelerinin sadece Oyakbank tarafından gerçekleştirilmesi emrini vermiştir.
Tugay ve tümen seviyesindeki büyük askeri birliklerde özel bankalarda yapılan sözleşmelerin iptal edilmesi ve ülke genelinde yüzlerce askeri birliğin maaş ve harcırah, diğer mali işlerinin sadece Oyakbank üzerinden yapılması tüm
sermaye guruplarında tepkilere yol açsa da Genelkurmay kulislerinde yayılan Oyakbank’a yönelik
eleştiri ‘Ordu’ya yönelik olarak algılanıp, gereği yapılır’ söylemleri tepkileri, tepkilerden gelen eleştirileri de önlemiştir.”
***
Özetleyerek verdiğim mesajda da görüldüğü gibi...
Kamuoyunda yayılmakta olan “parasal ayrıcalıklar” konusu da hiç şüphesiz “darbe” endişelerinin sürekli gündemde kalmasını kışkırtmakta...
***
Bunlardan çok sıkıldık...
Eğer TSK da sıkıldıysa...
Yapılacak iş çok basit.
TSK AB standartlarına geri dönecek... Çağdaş demokrasilerde ordular ne ise o da aynı konumu sahiplenecek...
Yoksa bu tartışmaların bitmeyeceği aşikâr...
***
Madem konu ordunun AB ülkelerinde olmayan siyasal ve parasal ayrıcalıkları... Ve bunu kaybetmemek için TSK’nın darbe yapacağı iddiaları...
O halde, yazıyı dünkü finalle bitirmenin yararı var:
“Bitmesini istiyor iseniz, AB standartlarında bir demokratik rejimin
savunma gücü olmayı içinize sindirin ve o noktaya geri dönün...
Kısacası ‘İlerleme Raporu’nu hayata geçirmeyi TSK olarak bizzat siz talep edin ki, kamuoyu ‘beyanlarınıza’ inansın...
Yoksa
AB süreci ciddileştikçe, mevcut durumu bırakmamak için, sürekli darbe arayışı içinde olduğunuz bir kanaatten ziyade bir
inanç olarak sürer, hem de pekişmeye devam eder...”