“Kuşkusuz bugün ulusal güvenliğimizin korunmasında öne çıkan en temel görev, laik, demokratik Cumhuriyetin aşındırılmasına geçit verilmemesidir. Laik cumhuriyete sinsice saldırıların sürdüğü... ... mütareke yıllarını anımsatan aymazlık ve hatta ihanetlerin sergilendiği bu dönemde, Cumhuriyet’e gönülden bağlı bütün güçlerin el ve gönül birliği yapması, birbirleriyle daha fazla kenetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ulusumuz aydınlık yarınlar için bir savaşım verirken, O’nun ordusu elbette onun yanında yer alacaktır. ...Ülkemizde, Cumhuriyete sahip çıkan aydınlık güçlere her zaman destek olacağınızdan eminim.” *** “Bugün yüreğimizi sızlatan havanın kurşun gibi ağırlığında, büyük, küçük dertlerimize rağmen geleceğe olan umudumuz tükenmemişse, Cumhuriyet çiçeği soldurulamamışsa, bunu aramızdaki isimli isimsiz kahramanlara, güzel insanlara borçlu olduğumuzu, onlarla yaşayarak, onları yakından tanıyarak öğrendim. Elbette az da olsa, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar, yargısız infaza yeltenenler, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını bile bilmeyenler, vatanla müstemlekeyi karıştıranlar, kendi sığlıklarını, başkalarını kolayca ‘malum ideoloji sahibi ve sığlıkla’ suçlayarak gizlemeye çalışanlar, kısacası; bana Kurtuluş Savaşımız’daki mütareke basınını acıyla anımsatanlar, bu teşekkürlerimin dışındadır. Onlara sadece huzurlarınızda teessüflerimi iletmekle yetiniyorum.” *** “Yazmaktan pek okumaya fırsat bulamayanlara tavsiyem, rahmetli İnönü’nün hatıralarını, Falih Rıfkı Atay’ın ‘Zeytindağı’nı, 1. Dünya Savaşı’nda güney cephesinde yaşananları, Osmanlı döneminde Süveyş Kanalı’nın açılmasını müteakip titizlikle tutulan kayıtları incelemelerini öneririm. Uluslararası hukukun meşru saydığı sıcak takip kapsamında birliğinin başında Irak içerisinde yüzlerce kilometre girmiş ve çarpışmış bir komutan olarak, ulusal çıkarlarımızın korunmasının, gerektiğinde sınır ötesi güç kullanmaktan geçtiğini en iyi bilenlerdenim. Yeter ki, Mehmetçiğimiz ‘Green Card’ peşinde koşarak ABD güçlerine kişisel çıkarlar için katılanlara benzemesin.” *** Bunlar ne? Kimi yayın organlarının gün boyunca ısrarla görmezden geldiği, dün Taraf Gazetesi’nin yayımladığı ve birkaç gün tefrika edeceği habere göre... AK Parti’nin 2002’de tek başına iktidar olmasından hemen sonra başlatılan... 29’u General 162 subayın katıldığı bir toplantıda kararlaştırıldığı ileri sürülen... Fatih Camii’nin bombalanmasından... Hava Kuvvetleri’ne ait bir jetin düşürülmesine kadar pek çok kaos emrini de içeren... 12 Eylül’ü model alan... Ve Balyoz adı verilen... Bugüne kadarki en ayrıntılı ve kapsamlı darbenin planını yapan... Hatta... Darbeden sonra işbirliği yapılacak 137 gazetecinin ve tutuklanacak 36 gazetecinin isimlerini bile belirleyen... Üstelik bir de hükümet listesi hazırlayan... Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın söylev ve demeçlerinden bölümler... *** Sağda, solda, AB standartlarında bir demokrasi isteyenleri “Kurtuluş Savaşımız’daki mütareke basınına” benzetmeye kalkan küstah hilebazlara rastlarsanız, neyi anımsayacağımızı ve aslında kimlerle karşı karşıya olduğumuzu bilelim diye hatırlatmak istedim...