İsrail'in
İran'ın nükleer tesislerine karşı muhtemel bir
hava saldırısı için hazırlanmakta olduğuna fazla şüphe yok.
Nitekim, bu
ülkenin son aylarda bu saldırıyla ilgili çeşitli provalar icra ettiği, ülke içinde de muhtemel karşı saldırı halinde devreye sokulacak
sivil savunma tatbikatları yaptığı çoktandır biliniyor. Bunlar zaten saklanmayan gelişmeler.
İsrail, muhtemel saldırısı için dostlarının yardımlarından da faydalanıyor. Bu bapta akla ilk gelen şüphesiz
Amerika. İsrail bu ülkeyle en son geçen ekim ayında 21 gün süren Juniper
Cobra adlı kapsamlı bir ortak tatbikat yapmıştı.
Bu tatbikat o zamanlar da yazdığımız gibi muhtemel İran balistik füzelerine karşı başta
Amerikan X-Band
radar olmak üzere THAAD,
Patriot-3, Aegis sistemleriyle ile İsrail'in ARROW-2 füzesavar sistemlerinin uyum ve koordinasyonunu denemiş, bunların muhtemel savaş durumundaki performanslarını ölçmüştü.
İsrail bu önemli tatbikattan önce de
Yunanistan silahlı kuvvetleri ile Ege Denizi'nin doğusunda ve
Girit civarında haberlere fazla yansımayan geniş kapsamlı bir ortak tatbikat icra etmişti.
Dünya bu tatbikattan bir Amerikan gazetesi sayesinde haberdar olmuştu. Geçen yıl 28
Mayıs-
12 Haziran tarihleri arasında icra edilen bu tatbikata, söylendiğine göre F-16 ve F-15 tiplerde 100 kadar İsrail savaş uçağı, çeşitli
tanker uçakları ve
kurtarma helikopterleri katılmıştı. İsrail uçakları bu tatbikatta aşağı yukarı 1.440 kilometrelik menzile ulaşmışlardı. Bu menzil İsrail'den İran'ın Natanz
uranyum zenginleştirme merkezi ve diğer nükleer tesislere olan menzil. Bu yüzden de tatbikat İran'a karşı yapılacak uzun menzilli bir hava saldırısının provası olarak değerlendirilmişti o zaman.
Tatbikat sonrasında Amerikan
Savunma Bakanlığı (
Pentagon) yetkilileri, söz konusu Amerikan gazetesine, 'tatbikatın amaçlarından birisinin uçuş taktikleri, havadan
yakıt ikmali ve saldırıyla ilgili diğer hususları pratikte denemek' olduğunu söylerken bir başkası da 'İsrailliler bu tatbikatla hem bize, hem Avrupalılara ve hem de İran'a açık ve güçlü bir
mesaj vermek istediler.' diye konuşmuştu.
Diğer yandan, bu tatbikatta İsrail'in ortağı olan
Yunanistan ise savunma yetkililerinin ağzından söz konusu tatbikatın İran'a yapılması muhtemel bir hava saldırısıyla bağlantısının olmadığını beyan ederek ilgili haberleri yalanlama yoluna gitmişti. Yunan Savunma Bakanlığı da aynı bağlamda söz konusu tatbikatın Yunanistan-İsrail askerî
işbirliği çerçevesinde icra edildiğini, hiçbir düşmanca
eylem amaçlamadığını açıklamıştı.
Bu açıklamalar şüphesiz beklenen, normal açıklamalar. Zaten hiçbir ülke böyle bir durumda aksini söylemez. Ancak buna rağmen söz konusu tatbikatın değişik çevrelerde ve de Amerikan basınında şüphelere yol açtığı, tatbikatın Yunan yetkililer ne derse desinler 'İran hazırlığı' çerçevesinde yapıldığı da güçlü bir ihtimal olarak zikredilmişti.
Yunanistan'ın İsrail ile yaptığı bu tatbikat esasen iki ülke arasında son yıllarda güçlenmekte olan askerî işbirliği ve artmakta olan yakınlaşmanın güçlü bir işareti olarak değerlendirilebilir. Bu tatbikat medyaya yansıdığı için biliniyor. Muhtemelen aynı mahiyette başkaları da var ve bunlar bilinmiyor.
Söz konusu işbirliğinin gelişmekte olduğuna dair bir başka önemli işaret de basına pek yansımayan Yunanistan
Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral G.Karamalikis'in bu ay başlarında İsrail'e yaptığı gizli resmî ziyaret. Haberlere göre, Yunanlı
amirale İsrail Silahlı Kuvvetleri pek az
yabancı ziyaretçi için uyguladığı kırmızı halılı muamele uygulamış, İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral El Marum onu Hayfa'daki donanma karargâhında ağırlamış, son yazımızda sözünü ettiğimiz Dolphin
denizaltısı ve Saar v sınıfı Elyat korvetini gezdirmiş bulunuyor.
Yunanlı amiral İsrail'de başka neler yaptı, neleri görüştü, bilmiyoruz. Bizim bütün bildiğimiz burada yazdıklarımız. Ama yetkililerin daha fazla bilmeleri gerekiyor elbette. Başta da Yunanistan-İsrail askerî yakınlaşmasını iyi izlemesi gereken Türk diplomasisi ve istihbarat çevreleri elbette.
Bizim söz konusu yakınlaşma konusunda söyleyeceklerimiz bu kadar; gerisi bizim işimiz değil...