Yakın siyasi tarihi hatırlayanlar,
Ertuğrul Özkök ve lejyonerlerin başlattığı “
sivil vesayet” veya başka bir ifadeyle “sivil
diktatör” tartışmalarının “naftalinli
senaryo” olduğunu göreceklerdir.
Geçen hafta partisinin meclis grup toplantısında “Aynı oyunu Adnan Menderes’e de Turgut
Özal’a da oynadılar” diyen
Başbakan Erdoğan’ın bu iddiasının gerisinde yatan temel bulgu da senaryonun naftalin kokusudur. Hatırlayalım.
21
Ekim 1989 tarihli
Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde SHP Genel Sekreteri Deniz
Baykal’ın şu sözü var: “Özal sivil diktatör”
O tarihte Özal’ın
Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışılıyo rdu. SHP şiddetle bu adaylığa karşıydı. Özal seçildikten sonra boykot sürdü. Ne
Erdal İnönü ne
Deniz Baykal ne diğer arkadaşları, Özal’ın elini sıktı.
CHP ile birlikte Hürriyet de boykota katıldı. 13 Ocak 1990 günü manşete şu sözler taşın dı: “Özal’ın tek adam olma hevesi”
Gerekçesi ise Özal’ın ABD gezisinde IMF,
Dünya Bankası ve iş çevreleriyle tek başına görüşecek iddiasıydı.
Aynı senaryo naftalinli kutudan çıkarılıp piyasaya sürüldü. Bu kez
hedef,
AK Parti hakkında “sivil dikta var” iddiasıyla
kapatma davası açtırmak. Sivil vesayet, sivil dikta, sivil faşizm gibi gerekçeler, muhtemel bir
kapatma davasının teorik altyapısını oluşturma ve kamuoyunu buna hazırlamaya yöneliktir.
Planın bir diğer hedefi ise art arda yapılacak milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemektir.
Tutar mı? Göle maya çalan
Nasreddin Hoca misali, ya tutarsa...