Yalan söyleyince
burun uzamıyor, bunu çoktan anladık da, yalan söyleyenin eskiden yüzü kızarırdı, yoksa bu da mı Pinokyo gibi bir masaldı?
Dün bütün gazetelerde medya dünyasını yakından ilgilendiren üzücü bir haber vardı. Habere göre,
Doğan Yayın Holding (eski)
yönetim kurulu başkanı
Aydın Doğan ile kızı Hanzade Doğan Boyner'in de aralarında bulunduğu dört kişi hakkında hazırlanmış
iddianame mahkeme tarafından kabul edilmiş. Bu kişiler hakkında dokuz yıla varan
hapis cezası isteniyormuş.
Herhalde tesadüf olmalı,
Hürriyet'te yakın zamanlara kadar
yönetici konumunda bulunan yazarın medya patronlarını 'uyaran' bir yazısı yayımlandı yine dün... Dünyadan örneklerle süslü yazı, ülkemizde medya patronluğuna soyunan veya hevesli kişilerin 'başarısızlığa mahkum' olduklarını ileri sürüyor. Verdiği bir 'başarı örneği' var yazarın: Kendi grubu...
Okuyalım: “Bu sektörde 'başarı modelleri' yok mu? / Var elbet. / İşte
Doğan Grubu. / İşte Hürriyet. / Doğan
Gazetecilik. / Doğan TV.”
Doğan Grubu'nu, Hürriyet gazetesini,
Doğan Gazetecilik ve Doğan TV'yi 'başarılı' gösteren birinin burnu uzamıyorsa yüzünün mutlaka kızarması gerekir. Gerekir, çünkü hem Hürriyet'i uzun yıllar yönettiği, hem de yayın grubunda yetkili olduğu için sorumluluk taşıdığı bu markaların 'durumlarını' en iyi kendisinin bilmesi gerekir.
Şu haber başında bulunduğu dönemde 14
Kasım 2009 tarihli Hürriyet gazetesinde çıktı: “DYH, 147.1 milyon lira zarar açıkladı- Doğan Yayın Holding (DYH), yılın ilk 9 aylık döneminde 147 milyon 140 bin lira net konsolide dönem zararı açıkladı. Doğan Yayın Holding'in Kamuyu
Aydınlatma Platformu'nda (KAP) yayımlanan 9 aylık bilanço sonuçlarına göre, şirketin 31
Aralık 2008 itibariyle konsolide net zararı 323 milyon 900 bin lira olarak açıklanmıştı. Şirketin bu yılın ilk 9 ayı sonunda özkaynakları 1 milyar 520 milyon 592 bin lira, ödenmiş sermayesi de 802 milyon lira olarak gerçekleşti.”
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN