Osmanlı'nın son
padişahı Vahidettin veliahtken güvendiği
Mustafa Kemal'in atama önerisini reddetti. Tahta oturunca onun eleştirdiği Enver Paşa'yı başkumandan vekili yaptı
Adamı kurşuna dizmek için
infaz mangasının önüne getirmişler. Manganın
komutanı "son olarak söyleyeceğin bir şey var mı" diye sormuş adama. O da "Bu bana
ders olsun" demiş ya... Olaylar zinciri ya da "Kader" denilen olgu, bazen insanların önüne karar alternatifleri sürer. Öyle bir andır ki bu yanlış karar, insanı geri dönülmesi mümkün olmayan noktalara ve onarılmaları imkânsız zararlara sürükler. Artık "Ne yaptım ben" demekten başka yapacak şey kalmamıştır. Bazıları içine düştükleri durum karşısında iş işten geçmiş olsa da "Bu bana ders" olsun diyerek özeleştiri yapmayı denerler. Bazıları ise bunu da yapamaz ve kendileri ile birlikte bilinmez bir geleceğe taşıdıkları insanları da, daha yanlış kararlarla daha da sorunlu günlere götürürler. Artık yapılabilecek çok şey kalmamıştır. Bin nasihatten daha evla olan bir musibetle yaşamak zamanıdır artık. Bizim yakın siyasal tarihimiz
böyle durumlarla dolu.
Önce Osmanlı'nın son günlerinden bir örnekle başlayalım olaylar dizisine. Osmanlı'nın son Padişahı Mehmet Vahidettin Abdülmecid'in 41'inci çocuğu olarak dünyaya geldiğinde (1861) tahtın 10'uncu sıradaki varisiydi.
Murat Bardakçı "Şahbaba" kitabında Vahidettin'in konumunu şöyle anlatır:
-19'uncu yüzyılın son çeyreğinde, Abdülhamid'in hükümdarlık ettiği senelerde Vahidettin'in
tahta geçmesi hayal gibidir. Tahtından indirilmiş büyük kardeş Beşinci Murad önce Çırağan'a kapatılmış, Ali
Suavi baskınından sonra Fer'iye Sarayları'na nakledilmiştir ve Feriye'de
altın kafesteki bir kuş gibi
hapis hayatı sürmektedir. Ağabeyi Reşad Efendi, bir diğer ağabeyi Kemaleddin Efendi, kendisinden sadece birkaç ay büyük olan Süleyman Efendi ve Abdüaziz'in büyük oğlu Yusuf İzzettin Efendi tahta verasette Vahidettin'in önündedirler.
TEK VELİAHT O KALDI
Bütün bu şehzadeler (Reşat Efendi dışında) birer birer ölecekler ve son olarak 1916'nın 1
Şubat günü Yusuf İzzettin Efendi de
intihar edecektir. Böylece Vahidettin Osmanlı tahtının veliahtı olmuştur. 1'nci Dünya Savaşı'nın insanlığı kana ve felaketlere boğduğu yılların sonuna doğru, 1917'nin
Aralık ayında Osmanlı'nın müttefiki olan
Almanya'nın Kayzer Wilhelm'i, Padişah Mehmet Reşad'ı Almanya'ya davet eder. Padişah
hasta ve halsiz olduğu için kendi yerine Veliaht Vahidettin'i Almanya'ya gönderir. Veliaht'a eşlik edecek resmi heyette ise,
Çanakkale Savaşları'nda parlayan ve
Suriye Cephesi'ndeki 7'nci Ordu'nun Alman komutan Falkenhayn'le anlaşamadığı için
istifa edip İstanbul'a gelen, Perapalas'a yerleşen
Tuğgeneral (Mirliva) Mustafa Kemal Paşa vardır. Mustafa Kemal bu seyahati ve Vahidettin hakkındaki izlenimlerini daha sonra 1926'da Falih Rıfkı'ya anlatacak ve bunlar o yılın mart ayında Milliyet'te yayımlanacaktır. Buna göre Mustafa Kemal o yolculukta Veliaht Vahidettin'e Çanakkale'yi koruyan 5'inci Ordu'nun komutanlığını istemesini ve kendisini de bu ordunun
kurmay başkanı olarak atamasını önerir.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN