Bülent Arınç’a suikast iddiaları ile ilgili en ilginç haberlerden biri Zaman gazetesinde çıktı.
Habere göre Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgin’in talebi üzerine Çukurambar’daki araçta yakalanan
Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı
Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’nda görevli
Binbaşı İbrahim G’den ile
Albay Erkan Y.B’nin cep
telefon dökümleri
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan istenmiş. Bu dökümlerden iki askerin
Ergenekon tutuklusu Durmuş Ali
Özoğlu ile çok sayıda telefon görüşme yaptığı ortaya çıkmıştı.
Halen 2. Ergenekon Davası’nda yargılanmasına devam edilen
yayınevi sahibi
Durmuş Ali Özoğlu’nun adını
Türkiye ilk olarak gazetelere yansıyan bir fotoğraf karesiyle duydu.
O fotoğraftaki ‘
sivil’
Yer,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk Kuvvetleri
Alay Komutanlığı.
Tarih, 17
Mayıs 2008.
Sabah 09.35’dir.
Fotoğrafta alayın tarihindeki tüm komutanların resimlerinin duvara asılı olduğu özel hazırlanmış köşenin önünde Alay Komutanı
Tümgeneral Ferhat Özgen’in, karşısında esas duruşta beklediği sivil kıyafetli kişinin adı Durmuş Ali Özoğlu’dur.
1962
Adana doğumlu olan Özoğlu, Kuvva-i Milliye Derneği’nde genel başkan yardımcılığı yapmış, Toplumsal Dönüşüm Yayınları’nın sahibi olarak bir dizi ulusalcı kitabın yazarı ve yayımcısı olmuştu. Ama bunun dışında ne orduda ne de başka bir devlet katında herhangi bir resmî görevde bulunmuştu.
Bu fotoğrafın çekilmesinin üzerinden iki ay bile geçmeden
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı.
2005 yılında Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak Tempo dergisine verdiği bir röportajda “Metropolleri kuşatan başta
Kürt mafyası olmak üzere, tüm şehir terörüne karşı bir girişim başlatıyoruz. Tam 2.000 motorize ekipten oluşan telsizli istihbarat ekiplerini 2007 içinde hazırlıyoruz” sözleri Ergenekon İddianamesi’ne de girdi.
PKK’lılarla gözaltına alındı
Bu arada Özoğlu’nun 1991 yılında öldürülen DEP
Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın’ın cenazesinde halkın üzerine ateş edilmesiyle yaşanan ölümleri
protesto için
İstanbul’da yapılan
molotof kokteylli gösteride PKK zanlısı olarak gözaltına alındığı ortaya çıktı. Önce gazeteci olduğunu söyleyen ama bunu ispatlayamayan Özoğlu’nun üzerinden sahte kimlikler çıkmış ama sevk edildiği İstanbul Emniyeti’nde hem serbest bırakılmış hem de dosyası yok edilmişti.
Peki, kimdi bu Durmuş Ali Özoğlu ve bir alay komutanı neden onun karşısında esas duruşa geçmişti? Arınç’ı izleyen Özel Kuvvetler’e bağlı askerlerle ilişkisi neydi? Neden
genç teğmenlerle ilgileniyordu?
Bu sorulara Durmuş Ali Özoğlu ile ilgili 2. Ergenekon İddianamesi’ne giren telefon dökümleri ışık tutabilir.
O dökümlerde en ilginç olanı Özoğlu ile kendisi gibi Ergenekon tutuklusu olan Neriman ve
Kemal Aydın kardeşler ve hiçbir akrabalık bağları olmamasına rağmen bir tür mentorluk yaptıkları genç teğmenler (Noyan Çalıkuşu,
Mehmet Ali Çelebi) arasındaki konuşma dökümleri.
İşte o dökümlere yansıyan Durmuş Ali Özoğlu- Özel Kuvvetler ilişkisi:
‘Üniformanı çıkartıp askerliğe devam edeceksin’
31.05.2008- Noyan Çalıkuşu: Bizde sizin izinizden gelemeye çalışıyoruz. Kemal Amcamın sizin ellerinizde yoğrularak hakikaten müthiş bir konuma geldiğimizi düşünüyoruz
Durmuş Ali Özoğlu: Daha da daha da geleceksiniz sizler akıllı ve zekisiniz vatanseversiniz her şeyden öte Mustafa Kemalin
Askerisiniz. Biz nöbeti devredecez onun için sağlam ve sıkısınız.
Çalıkuşu: Nöbeti devralmaya hazırız biz Ali amca. Şimdi Özel Kuvvetlere hazırlanıyoruz tabi hem Özel Kuvvetlere hem de inşallah Kurmaylık için çalışacağız yani.
Özoğlu: Siz
kurmay olmazsanız olamazsanız biz nöbeti kime devredecez.
Noyan: Siz de vaktiniz olduğu zaman geliyorsunuz uykunuzdan feragat ediyorsunuz.
Özoğlu: Ya ne demek ne demek. Onlar feda olsun. Şimdi Noyan şunu asla unutmayın ve bunu arkadaşlarınıza da mümkün olduğunca da anlatın hissettirin askerlik sadece üniformayla da olmuyor. Kışlada görev yapmakla olmuyor yani sizler Kurmay olacaksınız en iyi asker olacaksınız günü geldiğinde o üniformayı üzerinizden çıkartmanız gerektiğinde çıkartıp gene askerliğe devam edeceksiniz.
Çalıkuşu: Onu kesinlikle yaparız yani ona gönüllüyüz en gönüllülerden en önde gidenleriz biz yani öyle olmak isteriz biz zaten vatan için
evet.
Özoğlu: Çünkü bu devlet bu devlet ve bu ordu böyle ayakta durur böyle yaşar bu millet böyle yaşıyor. Yani sadece kışladakilerle yürümüyor bu iş. Elbette orası çok önemli ama böyle bu tarafı da önemli çok önemli görevler verilecektir.
Çalıkuşu: Evet kutsal vatan görevini en meşakkatli şekilde ayakta en güzel şekilde ayakta tutacak şekilde bunla yapıyorlar dediğini gibi onlar yapıyorlar.
Özoğlu: Elbette yani devletin birçok unsuru var. Bütün dünyada bu değişmez
kural Noyancım bütün dünyada değişmez kural niye bu hainler habire saldırıyor “Derin Devlet” hikâyelerine işte bunun için çünkü.
Çalıkuşu: Evet kesinlikle çünkü onu çökertmeye çalışıyorlar o zaman zaten bizim sonumuz olur.
Özoğlu: Biz bizler elimizden geleni yapacağız siz de yapacaksınız sizden sonrakileri yetiştireceksiniz.
‘Sizin Özel Kuvvetler’
02.01.2008- Kemal Aydın: O da zannediyorum Özel Kuvvetlerden
emekli, bilmiyorum sizin ee bu Özel Kuvvetler in emeklisi var mı yok mu?
Özoğlu: Abi, sence olur mu?
Aydın: Olmaz. Emekli olmaz.
Özoğlu: Özel Kuvvetler’den emeklilik mi olur abi ya.
Özoğlu: Valla bu
soğuk soğuktan filan böyle artık yürümekten tabanlarımız şişti. Soğuktan perişan olduk ya. Ben bu eksi otuz derecede günlerce kalıyorsam bu
Mehmetçik kalıyorsa. Şüphesiz bu memlekete
ihanet eden elbette o cezasını fazlasıyla değil aynen görecektir.
Aydın: Canım benim
kurban olurum. Tamam, o... ilgili aldığım emrin gereğini yapıyorum. Başkomutanımın emrinin gereğini harfiyyen yerine getiriyorum.
‘Erdoğan dün
akşam...’
Telefon dökümlerinde bir yayınevi sahibi olan Özoğlu’nun bir
takım gizli operasyonlarla ilgilendiği, paşalarla görüştüğü, önemli istihbaratlar aldığı da görülüyor. Bu istihbaratlardan biri de
Başbakan Erdoğan ile ilgili.
Yine Ergenekon zanlısı olan İbrahim Özcan ile 12.01.2008 günü yaptığı bir görüşmede Özoğlu Özcan’a “Dün akşam
Tayyip Erdoğan bak yerini söylüyorum sana iyi dinle.
Tuzla Aydınlı köyü, Gizli
Bahçe, villa numarasını da söyleyeyim mi
saat kaçta kimlerle olduğunu da” diye duruma hâkim olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Başka bir telefon görüşmesinde ise Hüseyin adlı bir kişiye “Can Paker’i biliyor musun? Şimdi bunun fotoğrafları geldi bana. Bi kaç fotoğraf yolluyorum bakın enteresan” dediği görülüyor.
İddianamedeki kayıtlara göre Özoğlu bazen KKTC’de
Güney Kıbrıs sınırında olaylara karışıyor, yılbaşını
Şırnak da bir tugayda geçiriyor. Paşalarla görüşmeler yapıp, şifreli konuşmalardan tam olarak anlaşılmayan (bir tanesi Barzani’ye yönelik) bir takım operasyonlar içinde yer alıyor. Çeşitli konuları “Ankara’ya bildirmeyi”, “Komuta katına sunmayı “öneriyor. Özel Kuvvetler’e girmeye çalışan teğmenler onu kendilerine idol olarak aldıklarını söylüyor.
İlk soru hâlâ geçerliliğini koruyor. Peki, kim Durmuş Ali Özoğlu ve niye bir tuğgeneral, karşısında esas duruşta bekliyor.
Kozmik odasına girilen eski adı Özel
Harp yeni adı Özel Kuvvetler olan komutanlığın sırları biraz da bu fotoğrafta gizli.