Hiç gün ışığına çıkmayan, yarasa örneği kuytuda yaşayanlar,
terörü sokağa saldı gene.
Ortalık az biraz durulmuş,
Anayasa Mahkemesi DTP’yle ilgili kararını ha açıkladı ha açıklayacak, Tokat’ta yedi askerimiz şehit düşüyor!
Zamanlama olağanüstü!
Bu
ülke insanı, ne zaman birbiriyle yakınlaşsa, geçmişin rezilliklerini unutmak değil ama, elinin tersiyle bi köşeye itip umutla yarınlara doğru yönelmeye kalkışsa, yarasalar çıkıyor ortalığa.
Huzur haram bize.
Keyif illa da soframızdan eksik edilmeli.
Kucaklaşmaksa hepten yassah!
Bakınız, terör
Türkiye’de en çok Güneydoğu’yu perişan etti.
Kürt kökenli TC vatandaşlarını, tarifsiz acılara boğdu. Şehit kanları suladı toprakları! Bu arada 300 milyar doların üstünde para harcadı bu ülke, terörler savaşmak uğruna.
Bu üç yüz milyar dolarla ne hastaneler, ne okullar, ne barajlar, ne yollar yapılırdı değil mi?
Şimdi, düşünün hele: Darbe koşulları nasıl olgunlaşır?
Çok uzaklara gitmeyin yetmişli yıllara dönüm. Şunun şurasında otuz yıl geriye döneceksiniz.
Sokalarda kan akarken, işçiler ‘hak hukuk’ diye diye yollara düştü;
eylemler birbirini izledi.
Taksim olayları,
ODTÜ, İTÜ ve daha nice üniversitede çıkan vuruşmalar; onca grevler, bugün
Ergenekon dosyalarında sayfa sayfa duruyor. Bunları kimlerin nasıl tezgahladığını sağır
sultan bile duydu.
Bu gün ne oluyor?
Sokakta Türk-Kürt çatışmasına temel oluşturmak için harıl harıl çalışıyor yarasalar!
Eczacılar
kepenk kapıyor,
demiryolu işçileri yumruklarını sıkmış, dişlerini gıcırdatıyor, ortada
Tekel kalmamış ama olsun, Tekel işçileri eylem yapıyor! Yasal haklarıdır, yaparlar diyorsun, duyuyorum seni. Ama zamanlama biraz garip gelmiyor mu sana? Derken
sokakta DTP’nin kapatılmasına karşı çıkanların arasından
PKK sesleri yükseliyor.
Ve onların üzerine ateş açılıyor!
Belgeler var
arkadaş belgeler. Koç Müzesi’nde denizaltıya konacak bombayla öldürülecek çocuklar... Evlerden Kürtleri toplayıp sokakta infaza hazırlananları ne yapmalı? Bunlar kabus falan değil.
Belgeli hepsi de. Eğer zamanında Ergenekon’un ümüğüne çökülmeseydi, kim bilir bu gün sokak ne haldeydi?
Ama hala “Ergenekon palavradır; İktidarın muhaliflerini susturma çabasıdır” diyenler var. Tıpkı 12
Eylül öncesi, kimi evlerde toplanıp, bir yandan kıs kıs gülüp bir yandan da, “şu asker gelse de, bu ülkede kan dursa” diyenler olduğu gibi. Faşizmin ayak sesleri yaklaşıyor!
YUNANİSTAN’I ASKERİ HARCAMALAR BATIRDI
Yunanistan, 2000-2008 yılları arasında neredeyse 77 milyar dolar harcadı
silah alımı için. Yunanistan’ın dokuz yıllık askeri harcama tutarları ortalaması,
bütçe açığının yarısından biraz fazlasını oluşturuyor. Şimdi
Papandreu,kemerlerisıkarken, ilk tırpanı askeri bütçeye vuracak.
Askeri harcamaları,ücretleri ve sosyal güvenlik giderlerini azaltırken vergileri yükseltecek. Yoksa, “Yunanistan batar!” diyor
Başbakan.
Sorunun kalıcı çözümüne göz atmakta yarar var. Yunanistan ve Türkiye
rekabet içinde silahlanmayı bıraksalardı, son dokuz yılda, toplam 197 milyar dolar tutarında askeri harcama yapmazlardı. Türkiye 2001’de duvara tosladı, Yunanistan 2009’da ha tuş oldu ha olacak. Bundan böyle iki ülke gereksiz askeri harcamalara son vererek, gerçek dostluk temeli üzerinde sürdürmeli ilişkilerini.
(Sayın Fatih Yolgaç’a teşekkürler)
BU NASIL BİR ADALET ANLAYIŞIDIR BİRADER
Böyle bi şey olabilir mi?
Dolapdere’de DTP’nin kapatılmasına karşı yürüyüş düzenleyenlere kurusıkı tabancayla ateş ettikleri öne sürülen dört kişi, gene sorgulandı. Ve gene serbest bırakıldı!
Efendim, adamlar kahvede oturmuş pişpirik oynuyorlarmış. Aa-a bi de ne görsünler? DTP’nin kapatılmasına karşı çıkan kimileri yürüyor, bağırıp çağırıyor, aralarına sızmış kimileri de PKK lehine naralar atmıyor mu? Bizim tayfa durur mu; o saat durumdan vazife çıkarmış, davranmış silaha.
Ama
mahkeme bu delikanlıları salıvermiş! Delil yetersizliğinden!
Yahu bu adamlar açık açık “tanımadığımız birileri bize para verdi; bunların üzerine ateş edin dedi,”
gibisinden ifade vermedi mi?
Bunlar gazetelerde yayınlanmadı mı?
Adamların ellerinde silah fotoğrafları çıkmadı mı?
Hangi,
delil yetersizliği arkadaş?
Öte yanda adam açlıktan iki somun ekmek çalıyor. Salt tutuklanmakla kalmıyor üstüne üstlük bilmem kaç yıl
hapis yatıyor!
Bu nasıl bi
adalet anlayışıdır bilen varsa gelsin anlatsın!