Türkiye,
PKK'nın yönlendirdiği
sokak tedhişi nedeniyle yeniden Olağanüstü Hal (
OHAL) uygulamasını tartışıyor.
PKK'nın sokak
terörünü yayma çabasının,
iç savaş çıkarmak ve OHAL'in yeniden ilanını sağlamak amacıyla olduğu uzmanlar tarafından dillendiriliyor.
Bunlara Tokat'ta 7 şehit ve
Bulanık tarzı olaylar da eklenince kamuoyunun bu fikre hazırlanmaya çalışıldığı daha net görülüyor.
OHAL, Türkiye'yi yeniden
kaos ortamına sokmak, "bulanık suda
balık avlamak" isteyenler için kaçırılmaz bir fırsat.
Uluslararası Stratejik
Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner'in ifade ettiği gibi, "Cunta ile
eylem planlarıyla yapılamayanlar" bu şekilde hayata geçirilmiş olur.
İyi de terör
örgütü
bölge halkını
mağdur eden,
insan hakları ihlalleri ve hukuksuz muamelelere kapı aralayan OHAL'i neden istiyor?
Böyle bir planın parçası olmak onlara ne kazandıracak?
Görünen o ki, PKK tam bir "
tasfiye edilme" paniği yaşıyor.
Muhatap alınmadıkları gibi,
Irak ve ABD desteğiyle bölgeden çıkarılacaklarını,
silah teslimine zorlanacaklarını düşünüyor.
Oysa hem örgütün
tutuklu lideri
Öcalan hem de dağdaki lider kadrosu, yeni süreçten nemalanmak diliyor.
Oysa demokratik açılımlar, onların taban desteğini, dağa ilgiyi azaltıyor.
İstismar alanlarını yok ediyor.
Örgüt bu yüzden sokak terörünü
teşvik ederek, gençlere şiddet kültürü aşılıyor.
Güvenlik güçlerine taş ve
molotof atanlar, bir süre sonra kurşun atmaya hazır hale geliyor.
Demokratik
açılımı engellemek suretiyle, varlıklarını sürdürmek, hatta güçlendirmek istiyorlar.
Bu çerçevede ilan edilmesi için uğraştıkları OHAL, bir yönüyle sokak hareketlerinin önünü tıkıyor.
Ama diğer taraftan "olağanüstü" muameleye maruz kalan halkın, mağduriyetini artırıyor.
Boşaltılan köyler,
faili meçhul cinayetler, kayıp insanlar, işkenceye maruz kalanlar, suçsuz yere gözaltına alınıp yıllarca yargılananlar...
Bütün bunlar gayr-ı memnun kitleyi büyütüyor.
PKK'nın beslenebileceği yeni bataklıklar açıyor.
Türkiye kaybediyor. Bölge insanı kaybediyor.
PKK kazanıyor. Kaostan beslenenler kazanıyor.
Yeşiller,
infaz timleri, itirafçı tetikçiler piyasayı kaplıyor.
Ne garip! OHAL'e zemin hazırlamak amaçlı kaos planında çoğunlukla "OHAL nesli" gençler oynatılıyor.
Ya çocukken yaşadıkları için olanları doğru değerlendiremiyor ya da OHAL onları böyle şiddete yatkın hale getiriyor.
OHAL, yeniden sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı, araçla gece yola çıkılamayan, bir ilden bir ile giderken bile birçok noktada kimlik kontrolü yapıldığı o karanlık günlere dönmek demek.
Avrupa Birliği yolundaki Türkiye bu tabloyu artık kaldıramaz.
Böyle bir karar, demokratik açılımlarla alınan mesafeyi de ateşe atmak olur.
Kaybetme kuşağındaki PKK'nın ekmeğine yağ sürmek olur.
Yapılması gereken OHAL değil, "demokratik hal" ilan etmek.
Sonuç ortada... PKK ancak böyle tükenir.