DTP'nin intiharı


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilkesel olarak parti kapatmalarına karşı, daha önce içinde bulunduğu bazı partiler kapatıldı. Haberi yurtdışında alan Gül, Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi kapatmasını yorumlarken parti yöneticilerinin partilerini korumak için gerekli özeni göstermediğine dikkat çekti ve 'Anayasa Mahkemesi ne yapsın?' diye sordu. Aslında Gül'ün sözleri kapatmaya karşı ortalama yaklaşımı yansıtıyor. DTP üst üste yaptığı yanlışlarla kendisini savunulamayacak pozisyona düşürdü. Kapısına kilit vuruldu ama ağlayanı yok. Anayasa Mahkemesi'nin DTP'yi oybirliğiyle kapatmasında Reşadiye saldırısının etkisi oldu mu? Eğer karar sakin bir ortamda verilseydi parti yine kapatılırdı ama belki üyelerden karşı oy kullananlar çıkabilirdi. Ayrıca kamuoyundan da daha yüksek itirazlar yükselirdi. Parti kapatmalarına karşı çıkanlar bile sessiz kaldı. Nasıl kalmasın ki... Reşadiye'de 7 askerin hayatına mal olan kanlı pusuya Güneydoğu sokaklarından yansıyan görüntüler eklenince çok ağır tablo oluştu. Bu duygusal iklimde terör örgütüyle kendisini ayrıştıramayan DTP'ye kim sempatiyle bakabilir? Aynı çizginin partileri daha önce defalarca kapatılmasına rağmen DTP geçmişten hiç ders almadı. Reşadiye'de kurşunlar aynı zamanda DTP'ye sıkıldı. O kanlı pusuyu kuranlar idam sehpasındaki DTP'nin ipini çekti. Bakmayın bugün üzüldüklerine... Partinin kapatılmasını en çok DTP yöneticileri istedi. Parti sözcüleri karar sürecine do ğru giderken siyasi iklimi lehlerine döndürmek için havayı yumuşatacaklarına söz ve davranışlarını daha da keskinleştirdiler. Eşbaşkan Emine Ayna 'Tabanımız dağa çıkmamızı istiyor' diyebildi. İlginçtir, dağa çıkmak isteyen Ayna, Ankara'da kalırken sadece iki milletvekiline yasak geldi. Onlar da parti içinde mutedil bilinen Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk. Oysa kamuoyunda infiale neden olan çıkışlar Emine Ayna gibi şahinler grubundan geldi. 'Dava açılmadan konuşsalar onlara da yasak gelebilirdi' diye itiraz edilebilir. Dava yürürken Başsavcı devreye girerek, yasak listesini genişletebilirdi. Ayrıca geçmiş örneklerde Anayasa Mahkemesi'nin doğrudan inisiyatif aldığı örnekler de var. Karar bu yönüyle dikkat çekici. DTP sandıktan çıkan bağımsız milletvekilleriyle Meclis'te grup kurduğu gün herkesten sıcak ilgi gördü. MHP lideri Devlet Bahçeli elini uzattı. Siyasi hava eskiye oranla daha elverişliydi. DEP gibi, DEHAP gibi geçmiş deneyimlerden ders alacağı umut edildi çünkü. DTP kendisine tanınan fırsatı değerlendiremedi. Malum partilerin en keskini oldu. Terör örgütüne yakın görüntü sergilemekten geri durmadı. Parti içinde terör örgütünü varlık sebebi sayanlara rastlandı. Parti kapatmak idamla eşdeğerdir. Abdullah Öcalan'ı asamayan Türkiye o siyasi çizginin partilerini kolayca kapattı. Demokrasilerde parti kapatmak çare değil. Bugüne kadar hiçbir çözüm de getirmedi. Keşke, cezalandırmanın başka yolları bulunabilse... İçeride ve dışarıda siyaset üretemeyen ve dar alana sıkışan DTP kapatmayla birlikte istismar edeceği bir alan buldu. Bunu sonuna kadar kullanacağı ortada... Hemen ertesi günü Ahmet Türk Meclis faaliyetlerinden çekileceklerini açıkladı. Yarın 'Türkiye'de Kürtlerin siyaset yapacağı zemin yok' diyecekleri açık. Kürtlerin siyasi alandaki tek temsilcisi DTP değil ki. 22 Temmuz seçimlerinde Güneydoğu'da DTP kadar oy alan AK Parti var. Ayrıca CHP ve MHP'de de Kürt kökenli milletvekillerinin olduğunu söylemek gerekir. Keşke DTP kendisine tanınan şansı kullanarak siyasi yelpaze içinde kalabilseydi. Partiyi kapattırmak için uğraşacağına partiyi yaşatmak için çaba sarf etseydi. Dün MHP'lilerin bile el uzattığı DTP bugün yapayalnız kaldıysa nerelerde hata yaptığını iyi düşünmeli. Kapanmayı bizzat DTP'nin kendisi istediğine göre mahkemenin kararı karşısında bize susmak düşer. İntihar edenin arkasından ağlanmaz.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER