Bingöl’de 33 askerimiz ne zaman öldürüldü?
25
Mayıs 1993’de... Hâlbuki Bingöl
Emniyet Müdürlüğü 2
1 Mayıs tarihli “gizli” istihbarat raporu ile... Emniyet Genel Müdürlüğü’ne...
...Genelkurmay’a, Milli
Güvenlik Kurulu’na, Başbakanlık’a, İçişleri’ne, Milli
İstihbarat’a ve Jandarma’ya karayolunun kesileceğini bildirmişti.
Ancak bu hiçbir işe yaramadı.
Önceden öğrenildiği gibi
PKK 25 Mayıs günü Bingöl-
Elazığ yolunu kesti. Ve kente 20 kilometre mesafede korumasız 33 gencecik erimizi ve 5 vatandaşımızı kurşuna dizdi.
***
Neden kimsenin kılını kıpırdatmadığını, o günlere geri dönerek anımsayalım... “PKK, tek taraflı
ateşkes ilan etmiş.
Güneydoğu’da olaylar durmuş.
Öylesine bir sükûnet hâkim olmuş ki 24 Mayıs 1993’te
Milli Güvenlik Kurulu bir
bildiri yayınlamış ya da yayınlamak zorunda kalmış.
‘Güneydoğu Anadolu’da ve ülkemizin diğer köşelerinde huzur ve güvenin önemli şekilde korunduğu tespit edilmiştir. Alınmış olan güvenlik tedbirlerine ilaveten, Güneydoğu Anadolu’da iç barış ve istikrarın sürekliliği için toplumsal hoşgörüye uygun olarak, özellikle Olağanüstü Hal Bölgesi’nde
terör örgütüne katılmış olup da, kan dökülmesi eylemlerine girmemiş kişilerin gelip teslim olmaları halinde, haklarında kovuşturma yapılmamasına ve diğer
terör örgütü mensuplarının durumlarının da bu anlayış içinde ele alınarak, gerekli düzenlemelerin yapılmasını hükümete bildirmeye karar vermiştir.’
Ertesi gün
Bakanlar Kurulu’nun toplantısı var.
Milli Güvenlik Kurulu’nda
sivil yöneticilerle generallerin birlikte verdiği karar uyarınca ‘af’ konusu görüşülecek.
Büyük bir ihtimalle
silahlı çatışma sona erdirilecek. Türklerle
Kürtler için yeni bir hayat başlayacak.”
***
Ümit
Fırat, Neşe Düzel’e anlatıyor:
“25 Mayıs 1993... Bakanlar Kurulu ilk kez gerçek bir af için toplandı. O gün
derin devlet PKK’ya sahte bilgi verip 33 erin öldürülmesini sağladı. 17 yıl geçti bir daha çözüme hiç bu kadar yaklaşılmadı.” Avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamada Abdullah
Öcalan da, o dönemde de söz konusu olan bir “PKK-
Ergenekon” ilişkisinden söz ediyor:
“Sonra ortaya çıktı ki PKK içindeki krizin aşılamamasının nedeni, bunların çözümün gelişmesini istemeyen güçlerle ilişki halinde olması, Ergenekon ve
Veli Küçük’le bağlantılarıydı.”
***
33 gencecik çocuğumuz Malatya’da eğitimlerini bitirmiş...
Erzurum’a sevk ediliyorlar... Yolları kesiliyor ve katlediliyorlar. On altı yıldır soruyorum:
“Askerlerin can güvenlikleri sağlanmadan nasıl böyle korumasız bir halde yollara çıkarıldığı henüz anlaşılmış değil. Vatandaşını teröristlerden koruyamayan bir devlet ile askerini koruyamayan bir ordu imajı nasıl doğdu, herhalde bu araştırılacak...
Bunu, sadece askeri yetkililerin söylediği gibi ‘yolun virajlı’ olmasına bağlayamayız herhalde.”
Şunu da ekleyeyim,
terhis olan askerlerin evlerine “uçakla” gönderilmesini isteyen karara rağmen 33 erin korumasız bir halde ve otobüsle Erzincan’a gönderilmesi emrediliyor.
O “emri” acaba kim vermişti?
33 askerini koruyamayan ama üç kez
darbe yapan bir ordumuz var. O sırada neler yaşayacağımızdan... 28 Şubat’tan... 27
Nisan e-muhtırasından haberdar değiliz... Hala sebebi anlaşılamayan Gabar’daki şehit düşen askerlerimizden...
Dağlıca’dan, Aktütün’den de...
***
Barış... Açılım...
Bunlar ciddileşince katliamlar da ardından sökün ediyor... Ölümleri yüreğimizi dağlayan askerlerimizin, günahsız kızımızın cenazeleri...
Yeni saldırı girişimleri... Tatsız bir döneme yeniden girmiş bulunuyoruz.
***
Kürt Sorunu nasıl çözülür?
Cevap çok net: 24 Mayıs 1993 tarihinde 33 askerimizi “derin” bir
dayanışma içinde katlettirerek “barış”ı kurşunlayanları ortaya çıkararak. Ya da
Tokat’taki “failleri” hemen
vakit sektirmeden bularak...
***
“
Savaş lobisi” kanlı “
cinayet ekonomisi” için ne yaparsa yapsın, başaramayacak. Bunu biliyoruz...
Artık bir sonuca ulaşamayacağı açık bu eski plan daha fazla can almasın... Bingöl’ü çözseydik Tokat yaşanmayacaktı...Tokat’ı çözelim ki, yarın bir başka acı göz göre göre yürekleri dağlamasın...