Rahmetli Aziz Nesin’in’in oğlu Ahmet Nesin,
İzmir,
Tunceli ve
Aleviler üzerine gözlemlerini yazıp göndermiş. “Kimi zaman, Tuncelili, İzmirli ya da Alevi olmadığıma sevinirim. Oysa bizi ailecek Alevi sananlar var. Sanırım köken olarak Şebinkarahisarlı olmamızdan kaynaklanıyor bu durum. Babam, Aziz Nesin’in,
Sivas katliamından sonra “Yarı Sivas’lıyım” demesi, Şebinkarahisar’ın eskiden Sivas’a bağlı olmasından kaynaklanır.
“Neden sevinirim İzmirli olmadığıma? Çünkü İzmirli, olduğunuz zaman sanki zorunlu demokrat olma gibi bir mecburiyetiniz var! Bu, gerçekte demokrat olmayanlar için iyi bir oyun; ama demokrat olanları zor durumda bıraktığı kesin. “Tam 24 İzmir’de yaşadım. Demokrat İzmir diyenlerle tartıştım devamlı... İzmir, 12
Eylül’ün Partisi MDP ve Turgut Sunalp’e az oy vermedi! Cem Uzan’ın partisi de en fazla oyu İzmir’den aldı!”
Yazı çok uzun. Aleviler ve Tunceliler’le de ilgili gözlemleri var Ahmet Nesin’in ama bütün hepsini yazmak çok yer tutar. Genelde Alevi ve Tuncelililer’in yıllar süren siyasi parti tercihlerine değiniyor. Kendilerine hiçbir yararı olmayan siyasi partileri desteklemelerini eleştiriyor. Genelde söyledikleri doğru. Ancak, tartışılır yanları var. Özellikle rahmetli Turgut Özal’ın ANAP’ıyla ilgili. Ahmet Nesin’in bir de
Kadıköy saptaması var ki, ilginç mi ilginç:
“Bütün bir kitleyi demokrat olarak adlandırmanın acısını İstanbul’da oturanlar, daha çok
Anadolu yakasındaki Kadıköylü’ler iyi bilir. Kadıköy’de aynen İzmir gibi ‘demokrat’ bilinir. Oysa
12 Eylül öncesi adım atamadığımız bölgeler vardı. Oralara girmek için insanın yaşamına susamış olması gerekirdi!”
Ama,
demokrasinin
Türkiye’de, gerçek anlamda, bundan sonra gelişip güçlenebileceğine değinmiyor. Tabii güçlenebilmesi için
darbe girişimlerinin sonuna kadar soruşturulması, suçluların
hesap vermesi, demokrasi açılımının, DTP’nin karşı yöndeki bütün çabalarına rağmen, kapsamlı bir biçimde rayına oturtulması gerekiyor. Türkiye’de, demokrasi açılımını istemeyen
CHP ve kimi MHP’lilere, DTP’yi de ekleyin.
PKK biter,
Kürt sorunu tümüyle çözülürse DTP’nin hiçbir işlevi kalmaz. Ha, silinip giderler mi. Yo; ‘Abdullah Öcalan’ı hapisten çıkarma derneği’ne dönüşürler, o kadar!
TANKLARI ARARKEN HELİKOPTERLERİ KAYBETTİK!
Arkadaş n’oluyor?Önce M60 tanklarının
modernizasyonu tam bir yılan hikayesine dömüştü ki,
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül bi açıklama yaparak tankların Arifiye’de modernizasyonunun devam ettiğini açıkladı. Ama o açıklamadan hemen sonra bu kez de ta 2004 yılında modernizasyon için Rusya’ya gönderilen MI-17 helikopterlerin sırra kadem bastığı haberi düştü önüme!
Jandarma Komutanlığı, 1995’te Rusya’dan 19 adet MI-17 helikopteri almış. Bunlardan ikisi düşmüş.
Kalan 17’si için, 2002’de modernizasyon ihalesi açılmış, Rus
Kazan AŞ almış ihaleyi. Ruslarla 13.5 milyon dolara anlaşılmış, dört de helikopter gönderilmiş ama sonra
sözleşme feshedimiş. Neden mi? Çünkü modernizasyon bi türlü gerçekleştirilememiş. Peki helikopterler nerede? Dağa kaçtı, dağ n’oldu? Yandı bitti kül oldu herhalde!
(Süleyman Yaşar’a teşekkürler)
Müslümanların
İsviçre’de ne kadar parası var
Minare yasağı sonucu, İsviçre bankalarını, Müslüman ülkelerin paralarını çekme korkusu sardı. İsviçre’de yayınlanan Blick gazetesi, Müslüman işadamlarının İsviçre bankalarını boykot edeceklerini bildirdi. İsviçre
Merkez Bankası istatistiklerine göre, Müslüman ülkelerin İsviçre bankalarıonda toplam 50 milyar doları var.
Bu ülkelerinm sıralamsı şöyle:
1. Suudi
Arabistan 13.5 milyar dolar
2. B.Arap Emirlikleri 6.9 milyar dolar
3.
Endonezya 6.6 milyar dolar
4. Türkiye 3.9 milyar dolar
5.
Lübnan 3.5 milyar dolar
6.
Malezya 3.3 milyar dolar
Sonra sırasıyla
Kuveyt,
Suriye,
Ürdün,
İran, Fas ve
Pakistan geliyor.
Tabii, dünyanın diğer ülkelerimde oturan ve iş yapan Müslümanları da hesaba katarsanız, miktar arttıkça artıyor!