Bayram ve
tatil münasebetiyle epeyce
düğün vardı yine İstanbul’da. Beyazlar içindeki gelinler ve
takım elbiseli damatlar mutluluk içinde, elele yürüyorlardı İstanbul‘un mutena tepelerinde. Ama kaç tanesi bir yılı doldurabilecek, yada kaç tanesi bir yastıkta bir ömür beraber yaşlanacaklar?
Bunu şimdi bilemiyoruz. Onlar da bilmiyorlar. Ama bilinen bir gerçek var ki; oda evliliğin öncesi ve sonrasıyla belli kuralardan oluşan bir oyun olduğu. Bu kuralları ihlal edenlerin veya bilerek uymayanların, evlilik oyununun dışına atılacağı. Bazılarının sarı
kart, bazılarının
kırmızı kart göreceği.
Bu yazıda evlilik yolunda olanlara yol gösterebilmeyi amaçlıyoruz. Çünkü görüyorum ki ne kar, ne kış, hatta moda hastalığımız
domuz gribi bile evlenmelerin seyrelmesine neden olmamış. Demek k bireysel dairede en güncel konu her zaman olduğu gibi yine evlilik…
Birbirlerini seven insanların evliliğe yürürken zihinlerinin arka planında var olan olumsuz düşünceler evlilik hatalarını oluşturur. Bu yanlışlar, zaman içinde birikerek evlilik bağının incelmesine hatta kopmasına neden olur. Ya da bağ kopmasa bile eşler mutsuz, tatsız tuzsuz bir evlikli yaşarlar. Hiç kimse hatasız değildir. Önemli olan hataları fark etmek ve düzeltebilme gayreti içinde olmaktır. En sık yapılan yanlışlar aşağıdaki gibidir:
Duyguların, evlenmek için tek başına yeterli olduğunu düşünmek
Kendimizi ve karşımızdakini yeterince tanımamak
Bireysel çatışmaları çözmeden evliliğe girmek
Kendimizi hatasız kabul etmek, karşımızdakini sürekli hatalı görmek
Her şeyin istediği gibi gelişeceğine dair, pozitif illizyon yaşamak
Kendini duyguların sarhoşluğuna kaptırmak
Sevgiden dolayı, eşi tamamen değiştirebileceğini düşünmek
Sadece sevilen kişiyle evlenildiğini düşünmek
Eşin de bir ailesi olduğunu unutmak
Sevginin tek başına yeteceğine, cinselliğin önemli olmadığına inanmak
Evliliğin tek taraflı bir çabayla yürüyeceğini zannetmek
Maddi imkanlar mükemmel olursa, her şeyin yolunda gideceğine inanmak
Eşin ailesiyle yaşanan sorunları, eş üzerinden çözmeye çalışmak
Eşe karşı senin ailen, benim ailem yarıştırmasında kazanan olacağını zannetmek
Eşlerden birinin annesinden ayrılamaması
Çocuk sahibi olmanın ilişkiyi kurtaracağını düşünmek
Eşinizin evlendikten sonra ailesini yok saymasını beklemek
Eşinizin annesini daha tanımadan ‘’kötü kayınvalide’’ olarak etiketlemek
Evlendikten sonra sadece ‘’biz’’ olacağınızı sanmak ve ‘’ben’’ i unutmak
Ve daha pek çok şey…
Bugün gelinen noktada, evlilik yolunda ilerlerleyen insanların salt dürtülerin etkisinden ve saf söylemlerle yola çıkma mantığından uzaklaşması daha fazla önem kazanmıştır. Sevginin, iyi niyetin, güzel duyguların yanında birazda mantık ve bilginin önemli olduğunu unutmadan yol almanızı dilerim…