Açıkçası, "bunlar
Kıbrıs'ı satacaklar" yaygarasının koparılacağını ve çok da "
prim" yapacağını biliyorduk ama, birilerinin paniğe kapılıp,
terör örgütlerinin "acilciler" fraksiyonu gibi hemen, çabucak, "falanca güne kadar"
darbe düşüneceğini o zamanlar biz de tahmin etmemiştik...
Gerçi, çok çok yakınımızda "ordu darbe yapıp beni de
sivil başbakan olarak atar" beklentisi içinde olan
genç ve saf arkadaşlar vardı ama onların da "şu anda paşamla birlikteyim, çay içiyoruz, size de çok selamı var" numarası çeken dolandırıcılar tarafından oyuna getirildiklerini seziyor, söylentileri ciddiye almıyorduk!...
Sözünü ettiğimiz, bundan beş-altı yıl öncesi falan.
Uçurumun kıyısından dönmüşüz de haberimiz yokmuş.
"Darbe günlükleri" ortaya döküldü, okudunuz mu?
"CIA tarafından" sızdırılmış olabilir, bana ne? Gerçek mi bunlar, değil mi?
Gerçekse... Hâlâ, darbenin yalnızca "şeriatçıları engellemek" için tasarlandığını düşünecek kadar saf mısınız?
O, meselenin kenar süsü...
Darbe, eğer bütün bu iddialar, günlükler falan doğruysa tabii (cümlenin girişi sayın basın savcısını rahatlatmak içindir), Kıbrıs yüzünden tasarlanmış!
Günlüklerde çok ciddi bir "Kıbrıs sıkıntısı" var.
İkide bir "eğer Kıbrıs'ı vermek istemiyorsak" lafı geçiyor. (Postalcı köşe yazarları da "Kıbrıs'ı vermeyiz" yazmıyorlar mı?)
Öyle ya, "almışsın" bir kere, vermek istemezsin tabii.
İkide bir "cahil
halk Annan Planı'nı onaylarsa" endişesi dile getiriliyor. (Bizim cahil Türk halkı onayladı ama okumuş Rum halkı reddetti!)
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN