Ama hangi Atatürk


TARİH 17 Kasım 1918; Mondros Mütarekesi imzalanmış, İstanbul işgal altında... Mustafa Kemal İstanbul’da Minber gazetesine konuşuyor: “İngilizlerin Osmanlı milletinin hürriyetine ve devletimizin istiklaline uyumda gösterdikleri hürmet ve insaniyet karşısında yalnız benim değil, bütün Osmanlı milletinin İngilizlerden daha hayırlı bir dost olmayacağı kanaatiyle mütehassis olmaları pek tabiidir.” Aynı Mustafa Kemal, 6 Mart 1922’de Meclis’te gizli oturumda askeri durumu izah ederken diyor ki: “En alçak düşman İngiltere’dir!” Ve 1937 yılı... Atatürk İngiltere ile askeri ittifak yapmak için birkaç yıldır bütün gücüyle uğraşıyor. En çok görüştüğü yabancı diplomat, İngiliz Büyükelçisi Sir Percy Lorain’dir. İşte Lorain’in Londra’ya gönderdiği rapor: “Türkiye ile İngiltere arasındaki sevgi, dostluk ve işbirliği bağlarını güçlendirmede en sebatkâr kişi Atatürk’tür!.. Bugün sadece Türk hükümeti değil Türk halkı da Atatürk’ün İngiliz taraftarı siyasetinin bilincine varmıştır!” Şimdi soralım, bunlardan hangisi İngiltere’dir?! Şartlara göre Kasım 1919’da Mustafa Kemal İngilizleri öven açıklama yapmıştır, çünkü İstanbul’da iktidarı ele almaya çalışmaktadır. İşgal altındaki İstanbul’da İngilizlerle çatışarak olmazdı bu. Bu tür sözlerle “politika” yapmış, bu sayede tutuklanmaktan kurtulmuş, Anadolu’ya geçme imkânını bulmuştur. İyi ki öyle yapmış. Kurtuluş Savaşı sürerken Meclis’te İngiltere için “En alçak düşman” demiştir. Ama bu konuşmayı gizli celsede yapmış, açık bir beyanat vermemiştir. Hatta mesela, Sivas Kongresi’nde bildiriye İngiliz karşıtı sözlerin konulmasına karşı çıkmıştır! Niçin? Cepheyi genişletmemek, Yunanı olabildiğince tecrit etmek için! Akıllı bir siyasettir bu. Ve cumhuriyet dönemi... Hem artık devrimlerin yönü Batılılaşmadır hem Ege ve Doğu Akdeniz’de beliren Faşist İtalyan tehdidine karşı Atatürk İngiltere ve Fransa ile ittifak yapmaya çalışmaktadır; haklı olarak... Atatürk’ün 1926’dan itibaren oluşan bu politikası, ancak onun vefatından sonra sonuç verecek, Batı ile ittifak imzasını Ekim 1939’da İnönü atacaktır! ‘Okumak’ ama nasıl? Atatürk’ün, mesela, imparatorluklar kurduk diye övünen sözleri de vardır, Osmanlıları imparatorluk kurdular diye suçlayan sözleri de... Tarih, dil, din, sosyalizm, kapitalizm, Kürt meselesi, Doğu ve Batı sorunları gibi konulardaki sözlerini de böyle ‘tarih içinde’ okumak, hangi şartlarda söylendiğine ve zaman içinde nasıl bir değişim seyri izlediğine bakmak gerekir. Hissiyatımıza denk düşen sözlerini cımbızla seçip sağcı, solcu, Batıcı, Batı karşıtı “Atatürkler” kurgulamak bilimsel metoda aykırı bir dogmatizmdir; daha kötüsü, günümüzün sorunlarına bakışta da bizi dogmatikleştirir. “Atatürkçü dış politika” diye sol Kemalistler Türkiye’yi Batı’dan koparıp Abdülnasır’ın yanına, demokrasiden koparıp “sivil asker aydın” diktatörlüğüne sürüklemek istemediler mi?! İsmet Paşa’yı bile “Emperyalizme kapıyı o açtı” diye suçlamadılar mı?! Atatürk kadar çok farklı devirlerde politika yapan, ona göre de değişik tezler geliştiren lider, tarihte pek azdır. Bu büyük kitabı mutlaka analitik bir gözle okumak lazımdır. “İman tazelemek” için değil, zihnimizi açarak bugünkü çağın şartlarını iyi analiz etmek ve yeni çözümler geliştirme yeteneğini kazanmak için okumalıyız...

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER