Dünyanın en büyük 20 ekonomisinin temsilcileri hafta sonunda İskoçya’nın doğu sahilinde yer alan St. Andrews’da biraraya geldiler. G-20 ülkelerinin ekonomi bakanları, küresel ekonomide önde gelen kaygının işsizlik olduğunu ileri sürdüler. Küresel düzeyde işsizlik azalana kadar faizlerin düşük tutulacağını ve genişletici maliye politikası uygulanmasına devam edileceğini açıkladılar. G-20 Ekonomi Bakanları Toplantısı’nda ses getiren öneriyi Britanya Başbakanı Gordon Brown yaptı. Brown “Bankaların başarılılarının meyvesini bir avuç kişinin yemesinin, başarısızlıklarının bedelinin ise herkes tarafından üstlenilmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını” söyledi. Britanya Başbakanı finans işlemlerinden ve sigorta poliçelerinden alınacak vergi ile gelecekteki muhtemel finans kurumu kurtarma operasyonları için bir fon kurulmasını önerdi. Brown’a göre, küresel finansal işlemlerden alınacak yüzde 0,05 oranında bir vergi ile yılda 700 milyar dolar toplanacak. Toplanan paralar batan banka ve finans kuruluşlarının zararlarının kapatılmasında kullanılacak. İktisatçı James Tobin’in önerisine benzeyen bu vergi “Tobin vergisi” olarak biliniyor. Britanya Başbakanı’nın bu önerisine ABD Hazine Bakanı Timoty Geithner karşı çıktı. Günlük finansal işlemlerden vergi alınmasına karşı olduklarını belirtti. Bu konuda IMF’nin bir çalışma yaptığını, bu çalışmanın beklenmesi gerektiğini belirtti. IMF’nin çalışması bankalardaki mevduata “küresel mevduat sigortası” getirilmesi düşüncesine dayanıyor. Anlayacağınız Britanya ve ABD, Tobin vergisi konusunda anlaşamadılar. St. Andrews’da yapılan G-20 Ekonomi Bakanları Toplantısı’nda, alınan en önemli kararlardan bir tanesi de vergi cennetleri ve ülke dışındaki paraların vergilendirilmesine ilişkin olanıydı. G-20 bildirgesine göre, 2010 yılının mart ayından itibaren vergi şeffaflığı ve vergide bilgi değişimi için öngörülen küresel kurallar yürürlüğe girecek. Vergi kaçakçılığı, kara para aklama ve terörün finansmanını önlemek amacıyla vergi cennetleri sıkı denetim altına alınacak. Ülkelerin vergi tabanını korumak koşuluyla, mükellef vergi bilgilerinin ülkeler arasında değişimi zorunlu hale gelecek. İstendiğinde mükellef bilgileri derhal diğer ülkeye verilebilecek. “Peki, bunun Türkiye ile ne ilgisi var” sorusu akla gelebilir. Vergi konusu Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor. Yurtdışında parası olanlar, paralarını 2010 yılının mart ayına kadar Türkiye’ye getirmedikleri ya da beyannamelerinde yurtdışında elde ettikleri gelirleri vergi beyannamelerinde belirtmedikleri takdirde vergi kaçakçılığı, kara para aklama ve terörün finansmanı gibi suçlamalarla karşı karşıya kalabilirler. Türkiye’de yurtdışında parası ve mali varlığı olan çok sayıda vatandaş bulunduğu için dikkatli olmalarında fayda var