Gazete okumak artık
futbol maçı seyretmek gibi bir şey oldu. Her gün basına sızdırılan ihbar mektupları karşısında
Genelkurmay yetkililerinin ‘zevahiri
kurtarma’ açıklamalarını artık bir maç tadında izlemeğe başladık. Fakat bu öyle bir maç ki canlı yayında sadece maçı izlemiyoruz. Sahada oynanan futbol hakkında seyircinin yorumları da anında veriliyor. Örneğin bir
takım gol yediğinde, hemen o golün ofsayt olduğu konusunda tribünlerde yankılanan görüşleri de izliyoruz. Şimdi, örnek olayımızı anlatmaya başlayalım artık.
Geçtiğimiz hafta, Genelkurmay tarafından
psikolojik operasyon amaçlı olarak kurulmuş olan internet sitelerinin listesi basına sızdı. Belgede, TSK içinde örgütlenmiş olan cuntanın 42
internet sitesi vasıtasıyla kendi propagandasını yaptığı ihbar ediliyordu. Bu konuda Genelkurmay’ın ne diyeceği merakla bekleniyordu.
Cuma günü Genelkurmay’ın düzenlediği haftalık basın toplantısında yapılan açıklamaları önce
Hürriyet’ten okuyalım:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde irticai ve bölücü tehdit unsurlarını izlemek üzere kurulmuş, işletilmiş internet siteleri bulunmaktadır. Söz konusu siteler, 5651 sayılı
kanun çerçevesinde kurulmuştur. Normal bir işlem, kamuoyuna çok farklı bir şekilde anlatılmıştır. Başbakanlığın direktifi, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsar” (Hürriyet, 7
Kasım 2009).
Yukarıdaki ‘açıklama’ aslında yeteri kadar açık! Genelkurmay yetkilisi kısaca, “Efendim, biz bu siteleri
paşa keyfimiz böyle istediği için kurmadık. Başbakanlığın bu konuda emri var” diyor. Yâni Hürriyet okurlarını rahatlatacak bir haber söz konusu.
Ama kazın ayağı öyle değil! Aynı haberi bir de
Star’dan okuyalım:
“
Genelkurmay Başkanlığı Haftalık
Basın Bilgilendirme Toplantısı, bir haftalık aranın ardından dün yapıldı... Toplantıda
gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını
Tuğgeneral Çubuklu cevapladı. Tuğgeneral Çubuklu, internet sitelerinin izlendiği, fişlendiği iddialarına ilişkin sorular üzerine, söz konusu
andıcı doğruladı. Çubuklu, TSK tarafından kurulduğu ve işletildiği iddia edilen Psikolojik
Harp sitelerini de kabul etti. Çubuklu, ‘
Andıç buradadır’ derken, bu çalışmanın
Başbakanlık direktifiyle yapıldığını savundu. Çubuklu, ‘TSK’nın Başbakanlığın ilgili plan ve direktifleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Bildiğiniz gibi irticai ve bölücü tehdit unsurlarını izlemek üzere kurulmuş, işletilmiş internet siteleri bulunmaktadır’ dedi.
Tuğg. Çubuklu’nun ‘Sitelerin takibi ve psikolojik harp sitelerinin kurulması Başbakanlık direktifiyle yapıldı’ şeklindeki bu açıklaması yasayla bağdaşmıyor.
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlemesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında 2007’de düzenlenen 5651 sayılı kanunla, bu tür suçlarla mücadele yetkisi Savcılar ve
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın görev ve sorumluluğunda bulunuyor.
Kanunda ise suç unsuru olarak, intihara yönlendirme, cinsel istismar, uyuşturucu ve uyarı madde kullanımını yaygınlaştırma, müstehcenlik,
fuhuş,
kumar oynanması için yer temini ile
Atatürk aleyhine işlenen suçlar kanundaki maddeler yer alıyor... Genelkurmay’a ya da Genelkurmay Bilgi Destek Dairesi’ne kanunun hiçbir bölümünde atıf yapılmıyor. Kanunun hiçbir bölümünde yayındaki sitelerin ‘AKP yanlısı’, ‘milliyetçi’, ‘ulusalcı’, ‘irticai’, ‘Fethullahçı’ gibi ya da başka hiçbir sıfatla sınıflandırılması şeklinde madde yok” (Kıymet Sezer’in haberi, Star, 7 kasım).
Şimdi ortalama Hürriyet okuru olup bitenin TSK’nın itibarını zedelemek amaçlı bir kampanyanın parçası olduğunu düşünüyor. Aynen, yenen golün aslında ofsayt olduğuna inanan futbol seyircisi gibi. Diğer yandan Star’ın haberini okuyanlar ise Genelkurmay’ın açıklamasının bir fiyaskoya kılıf uydurmaktan ibaret olduğunu anlıyorlar.
Tabii ki, haberi düzgün verdiği için Star’ı kutluyoruz. Fakat, Hürriyet ve benzeri gazetelerin tavrını nasıl açıklayacağız? Düşündüğüm zaman, bu gazetelerin yazıişlerinde çalışanları evlere uyuşturucu servisi yapan torbacılara benzetiyorum. Onlar her sabah insanların kapısına gazete değil, birer mutluluk hapı bırakıyorlar. Okurların kafası karışmasın ve Kemalist imanları sarsılmasın diye çok uğraşıyorlar. Bu “yüce amaçlar” uğruna haberler çarpıtılıyor, olayların arka planı karartılıyor. Okurun kafasını “dumanlı tutmak” için her şey yapılıyor.
Peki, bu gazeteler “mutluluk hapı” olmaktan çıkarsa yâni doğru haber verirlerse ne olur? Acaba, okurlar uyuşturucu krizine girip üstlerini başlarını yırtarlar mı? Bence bir şeycikler olmaz! Çünkü onlar da altlarındaki zeminin çoktan kaydığının farkındalar. Yedikleri golleri görmeleri için maçın skoruna göz atmaları yeter!