Gerek ıslak imzalı
belge , gerekse asker-
siyaset ilişkileri üzerinde
Başbakan Erdoğan'ın nasıl davranması gerektiğini yazıp çizenlere bakarken,
şair Hafız ile Timur arasında geçtiği söylenilen olayı hatırlıyorum.
Timur'un imparatorluğunun sınırlarını olabildiğine genişlettiği dönemde, Hafız bir gazel yazar.
Bu gazelin bir beytinde şöyle der:
"O Şirazlı Türk (güzel) bize iltifat eder, gönlümüzü alır, aşkımızı kabul eylerse
Onun
siyah benine Semerkand'i de bağışlarız, Buhara'yı da"
O dili bilenler için beytin Farsçasını da hatırlatalım.
"Eger ân Turkî-i Şîrâzî be-deş âred dil-i mârâ
Be-hâl-e hindûyeş bahşem Semerkand û Buhârârâ"
Hikâye edildiğine göre Timur Hafız'ın kenti Şiraz'ı fethedince şairi huzuruna getirtir ve bağırarak azarlar, -
Semerkand ve Buhara gibi gözbebeğimiz iki kentimizi bir güzelin kara benine nasıl feda edersin be adam?
Hafız üzerindeki yırtık pırtık giysileri işaret eder ve Timur'u şöyle cevaplar.
-Zaten vere vere bu hale düştüm sultanım!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN