Kanı donduracak şok itiraflar...


Türkiye tarihi günler yaşıyor. Eylem sürecinde suçüstü yapılan yeni bir darbe planı ile karşı karşıyayız. Halka tuzaklar kurarak hükümeti devirmeyi amaçlayan "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" ıslak imzalı olarak artık savcıların elinde. Vatansever bir subay, geçmişte içerisinde yer aldığı "Cunta"nın bütün pisliklerini, orijinal imzalı belgelerle birlikte savcılara ulaştırdı. "Çağrılırsam ifade vermeye de gelirim" diyen bu subayın, savcılara yazdığı ihbar mektubu dün haber merkezimize de ulaştı. Yürümekte olan bir soruşturma süreci olduğu için yayınlayıp yayınlamamak konusunda Yazı İşleri'nde çok tartıştık. Vardığımız kanaat, kamuoyu çıkarının tartışılmayacak kadar büyük olduğu ve yayınlamanın üzerimize sorumluluk olduğu şeklinde. Önümüzde dünyanın en saygın gazetelerinden New York Times'ın "Pentagon Papers" olarak bilinen gazetecilik örneği var. ABD, Vietnam'da savaş halindeyken, 1971'de savaş yanlılarının halkı aldattığını ortaya çıkaran Savunma Bakanlığı raporunu yayınladılar. Dönemin hükümeti "ulusal güvenlik" gerekçesiyle yayın yasağı koymaya çalıştı. New York Times'a önce Washington Post ardından da diğer gazeteler aynı belgeleri yayınlayarak destek verdi. Sonuçta, ABD halkı kazandı. ABD ordusu bir bataklıktan kurtuldu. Kamu yararı her şeyin önüne geçti. Gazetemize de ulaşan tarihi nitelikteki "ihbar mektubu"nu işte bu duygu ve düşünceler ile yayınlıyoruz. Gayemiz ne "TSK'yı yıpratmak" ne de "Bağcıyı dövmek." Yayınlıyoruz çünkü "Peygamber Ocağı" olarak gördüğümüz ordumuzu seviyoruz. Halkı ile arasına bariyerler koyan kirli cunta girişimlerinden ve can güvenliğini sağlamakla mesul olduğu halka tuzaklar kuran çürük elmalardan kurtulmasını istiyoruz. Gelelim mektubun içerisinde yer alan kanı donduracak 11 itirafa... 1- Düşmanla mücadele amaçlı kurulan Psikolojik Harekât Daire Başkanlığı darbe amacı güden bir "cunta" tarafından kullanılıyor. Düşmana değil halka psikolojik harekât uyguluyorlar. 2- Cunta halen mevcut olan bir taburda faaliyetlerine aktif olarak devam ediyor. 3- Hükümeti devirmek amaçlı "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" Albay Dursun Çiçek'e emir-komuta zinciri içerisinde yazdırıldı. Emir İkinci Başkan'dan geldi, iki general de katkı sağladı. 4- Belgenin fotokopisi ortaya çıkınca, "Bilgi Destek Birimi" adı altında faaliyet gösteren Albay Çiçek'in birimi üst amirlerin kontrolünde önce delillerden arındırıldı, sonra arandı. 5- 40 torba gizli belge ya da "kirli belge" önce doğrandı sonra yakıldı. Soruşturmayı yürüten sivil savcılara temizlenmiş bilgisayarların hard-disk kopyaları gönderildi. 6- Belgeyi hazırlayan birimde görev yapanlar korundu. Terfi ettirildi. Buna karşılık, haberi yapanlar "TSK'yı yıpratmakla" suçlandı. Belgeyi yazanlar değil, ortaya çıkaranların cezalandırılması istendi. 7- Skandal "Eylem Planı" ile ilgili deliller yok edildiği gibi, karartma çalışması da uygulandı. Belgenin sahte olduğunun iddiası için özel bir grup kuruldu, gerekçeler üretildi. Kamuoyuna ve basına sızdırılarak, gerçek belgenin "komplo" amaçlı "kâğıt parçası" olduğu şeklinde şüphe uyandırması sağlandı. 8- Benzer bir olay yine Albay Çiçek imzalı Sivil Toplum Kuruluşları'na yönelik fişlemede de yaşandı. Çiçek'in bu andıçı da emir-komuta zinciri içerisinde hazırlattığı tespit edildi. Kendisine herhangi bir ceza verilmedi. Söz konusu resmi soruşturmanın belgesi savcıya gönderilen ekler arasında yer aldı. 9- Devletin vali, kaymakam, hakim ve savcıları da dahil, Cunta ekibi halkımızı tek tek fişledi. 10- Cunta'nın 2007 Eylül ayındaki faaliyetlerine bazı akademisyenler ve CHP yönetiminden bazı politikacılar da katıldı. Savcılara gönderilen ek belgede, yapılan bu ortak çalışmalardan birisine de yer verildi. 11- Aktütün ve Dağlıca karakol baskınları, Çukurca'da mayın patlaması (Bu olaylarda toplam 34 şehit verildi) ve Poyrazköy cephaneliği gibi skandal eylemlerin içerisinde de Cunta bizzat yer aldı. Hepsi birbirinden korkunç iddiaları bu şekilde özetlemek mümkün... O halde "Derin PKK-Ergenekon-Cunta" üçgeni ortaya çıkıyor. Canımızı teslim ettiğimiz ordumuza sızan darbeciler, halkını arkasından vurmuş demektir. İtiraf mektubunda yer alan en korkunç iddialardan birisi bu... Diğeri de "ana-muhalefet" partisinden bazı siyasetçilerin seçimle alt edemediği hükümeti devirmek için "Cunta" ile işbirliğine gitmeleri. Demokrasi dışı arayışlara yönelmeleri... Eminin Deniz Baykal'ın bunların kimler olduğunu ve ne çalışması yaptığını kamuoyuyla paylaşacaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hepsi belgeli olarak bir mensubu tarafından savcılara ulaştırılan bu iddialara bigâne kalmayacağına inancım tam. Eylem Planı'yla ilgili iddiaların aksine, hukuki sürecin önünü açacağına düşünüyorum. Zaten mektubun tek sevindirici yanı da bu... Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de halkına savaş açan "Cunta"nın verdiği rahatsızlık büyük. Onlar da TSK'nın asli görevinden sapmaların kuruma büyük zarar verdiğine inanıyor.
<< Önceki Haber Kanı donduracak şok itiraflar... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER