Genel
kurmay, “kağıt parçası” diyerek çöp tenekesine atmıştı
Albay Dursun Çiçek’in “Ak Parti’yi” bitirme planınını.
Neden?
Çünkü “böyle bir
belge düzmeceydi ve de
imza Albay Çiçek’in değildi.”
Ancak, şimdi ortaya bu
İrticayla Mücadele
Planı’nın ıslak imzalı orijinali çıktı.
Dolayısıyla da yaş mı da kuru mu muhabbeti bitti!
Ne içeriyor bu plan?
1. Ak Parti bölünüyor algısı oluşturulacak
2. Askeri suç kapsamında ışık evlere baskınlar yapılacak ve bu evlerde
silah ve
cephane bulunması sağlanacak!
3.
Aleviler
tahrik edilecek. Baskınlarda, Alevi düşmanlığını körükleyici belge ve bilgilerin bulunması ; bunların kamu oyuna açıklanması sağlanacak.
Genelkurmay Başkanı OrGeneral
İlker Başbuğ “fotokopi” olduğunu savunmuştu belgenin, kendsine verilen bilgilere dayanarak. Ancak, yeni kanıt çıkarsa,
soruşturma tekrar açılır diye de eklemişti.
Bakınız,
Albay Dursun Çiçek, burada bir ayrıntıdır sadece.
Tam tamına yedi yıldan bu yana, askeri
darbe, parti kapatılması, cunta girişimleri gibi konularla boğuşuyoruz. Seçimle iktidara gelen bir siyasi partiyi ancak seçimle götürebilirsiniz. Nedense siyasi müdaheleler ve demokratikleşmenin önüne engeller dizmek gibi bir tutkusu var kimilerinin.
Albay Çiçek bu raporu durup dururken, bir başına
hazırlamadı.
“İleride anılarımı yazarım.Onun için not tutuyorum”, falan gibi bir mazereti oalmaz . “Roman yazıyorum,” da diyemez. Bu, ciddi bir
eylemler dizinin ayrıntılı yol haritasıdır. Ama birilerinin emriyle ve birileriyle iş birliği için de hazırlanmıştır . Bu kişilerin de ortaya çıkarılması gerek.
Bu arada
Genelkurmay Başkanlığı, “İrticayla Mücadele
Eylem Planı” belgesinin, bir
subay aracılığıyla
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara gönderilmesiyle ilgili açıklamasında, medyayı suçladı! Bu ihbar mektubunun basınca açıklanmasını, “hukuk devleti adına kaygı verici” bulduğunu belirtti.
Bakınız,
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nde bir
profesör ve ikisi uzman doktor, “belgedeki imza, Dursun Çiçek’in el ürünüdür.” demekte. Bunu yazmak neden kınanıyor, anlamak mümkün değil.
Üstelik “bir subay tarafından savcılara gönderilen
mektup toplam 5 değil 14 sayfadan oluşuyor” denmekte. “Belgenin son beş sayfasında raporun hazırlanmasına yardımcı olanların da adları var...”
Bu belgelerin tez elden kamu oyuna açıklanması şart. Bu işin başında bir cunta olduğu ve bu cuntanın çalışmalarını sürdürdüğü artık inkar edilemez.
OrGeneral Başbuğ’un, hemen geniş kapsamlı bir soruşturma başlatması gerek! Bu iş daha fazla dallanıp budaklanmadan kolları sıvamak zorunda Genel Kurmay!
İktidarı alaşağı etmek namus borcumuz!
Bunu söyleyen
CHP Gurup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu. “Alaşağı” sözcüğü yerine “bundan sonraki ilk seçimi kazanmak” dese daha iyi olurdu bence. Neyse, önemli değil.
Kılıçdaroğlu malum söylemleri tekrarlıyor. Ve sonunda sözü Güney
doğu ve Doğu Anadolu’ya getiriyor. “Devlet o
bölgeye yatırım yapacaktı; tıpkı 1930’ların devletçilik politikası o bölgede uygulanacaktı. Devlet gidecek,
fabrika kuracak, istihdam yaratacak..”
Yani neredeyse seksen yıl geri dönelim diyor Kılçdaroğlu.
Bakınıuz, bütün bu dedikleri defalarca yapıldı. Devlet fabrikalar da açtı, yollar da yaptı, özel sektöre aklınıza gelebilecek her türlü teşviki de sundu. Ama hiç biri tutmadı. Neden? Çünkü
PKK olağanüstü bir
rant sağlıyor bu kavganın sürmesinden dolayı. Salt PKK değil,
Türkiye içinde de bu ranttan yüklü pay alanlar var. Siyasilerden tutun iş adamlarına değin uzanan bir zincir bu! Uyuşturcudan gelen rant, yılda elli milyar doları buluyor neredeyse, kimilerine göre.
IRA diye bol keseden sallıyor birileri. IRA’yı İngilizler bitirmedi. ABD Hükümeti,
İrlanda asıllı Amerikalıların IRA’ya yılda milyonlarca doları bulan , silah ve para yardımını polisiye önlemlerle kesti. (Bknz. IRA nasıl Bitirildi-Perde Arkası. J.W. Claggman)
Onun için devlet fabrika yapsınla falan bu iş bitmez. Bunların hepsi 80 yıldır yapıldı. TC Vatandaşı üst kimliği altında etnik kimliğin de tanınması, dil öğrenme özgürlüğü, kültürel kimliğin korunması ve geliştirilmesini sağlarsanız, hiç olmazsa PKK’nın bu mazeretlerini elinden alırsınız. Gençleri bu kadar kolay kandırmasına engel olursunuz!
AVRUPA’DAN DÖNÜŞ ERTELENDİ
Almanya’dan 28 Ekim’de Türkiye’ye gelecek gurubun yolculuğu ertelendi. Ne zamana? Şimdilik tarih belli değil. PKK’nın
Avrupa yöneticisi Zübeyir Aydar, yaşanan tıkanmanın Türkiye’den kaynaklandığını açıklamış. Bakmayın siz Aydar’ın laflarına,
AK Parti bölge milletvekillerinden biri en doğru yorumu yapmış: “ DTP pişmiş aşa su kattı. Süreç ters tepti. Sağduyulu kamuoyunun da tepkisini çektiler.”
İşte, işin püf noktası burada. Türkiye’nin her bölgesinde insanlar, sürece olumlu ve iyimser yaklaşıyor, sağduyulu hareket ediyordu. Ta ki, sırtlarında Disel çantalar, üzerlerinde gerilla kıyafetleri, ellerinde Cumhurbaşkanı,
Başbakan ve Genel Kurmay Başkanına yazılı mektuplarla PKK’lılar
Habur kapısına gelinceye kadar. Hadi bu da idare edilirdi. Ama DTP’lilerin olayı bir siyasi şova çevirme girişimi,dahası İstambulda’da aynı şovları yineleyecekleri yolunda sözleri ortamı gerdi iyiden iyiye.
Başbakan da “yaşananlar halkta ciddi rahatsızlık yarattı. Bu konun üzerinde ciddi çalışmalar yapılacak. Biz Milli Birlik projesi başlattık. Ama bir şeyi yaparken de öbür tarafı yıkamayız..”
Başbakan milletin ciddi bir biçimde bu şovlardan rahatsız olduğunu dile getirerek doğru teşhisi koymuş ve dönüşü ertelemiş. Herkes önce kendine bi çeki düzen verecek; ondan sonra süreç yeniden işlemeye başlar! Yoksa, DTP aynı yolda ısrar ederse, yazık olur bunca çabaya!