Bu gidiş iyi gidiş değil. "
Ermeni Açılımı"nın
Türkiye ile
Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulmasına dair protokole dayanması, durumun ne kadar tehlikeli noktalara gittiğini gösteriyor.
Bu
iktidar başlattığı her
açılımı böyle sonuçlandıracaksa,
Kıbrıs Sorunu kalıcı bir çözüme kavuşacak demektir.
Böyle giderse
Kürt Açılımı farklılıkların zenginlik olduğunun herkes tarafından benimsenmesi ve bölücü terörün bitmesi ile sonuçlanabilir.
Daha da tehlikeli olan ihtimal ise, Türkiye'nin
Avrupa Birliği kriterlerine tam uyması ve sonunda AB'ye tam üye olmasıdır.
Bunlara bir dur demenin zamanı gelmiştir.
Şimdiye kadar bunların yaptıklarına sadece
seyirci kalındığı için, Türkiye ile
Suriye arasındaki sorunlar çözümlenmiş ve hatta Suriye vizeyi kaldırmıştır.
En tehlikeli durumu da vurgulayalım.
Bunları, yani
AK Parti iktidarını "Şeriat tehlikesi" ile özdeşleştirmek hızla demode olmaktadır.
Daha da ötesi bunların açılımlarının "Yeni bir
siyaset kültürü" oluşturduğunu objektiflikleri tartışılmayan aydınlar bile söylemektedir.
Geçen hafta Taraf'taki yazısında konuyu irdeleyen Halil Berktay'ın şu gözlemleri, tehlikenin çapını gösterir niteliktedir:
Bunlar farklı
- AK Parti liderliğinin değişik, alışmadığımız bir siyaset tarzı var. Gerçekçi olalım. Hiç de cahil, ilkesiz, vizyonsuz ya da korkak ve teslimiyetçi değiller. Beklendiğinden çok daha esnekler, bu bir. Çabuk öğreniyorlar, bu da iki. Çünkü kompleksli, takıntılı değiller. Erdoğan, Gül ve ekipleri (başbakanın Kasımpaşalılığa izafe edilen bazı reflekslerine karşın) Türk siyasetinin bu bildik davranış kalıbına da çok benzemiyor aslında. Son tahlilde, soğukkanlılıklarının ağır bastığını düşünüyorum.
- 2002'den bu yana bütün adımları, zikzakları, ileri-geri manevraları geçiyor gözlerimin önünden. Özellikle 2004-2006 arasında benim de umutsuzlandığım anlar oldu. AB'den vazgeçtiklerinden, pillerinin bittiğinden, reformculuklarının tükendiğinden kuşkulandığım. Ya da ihanete uğramış, satışa getirilmişçesine öfkelendiğim, Şemdinli'de olduğu gibi.
- Yanıldık. Yanılmışız. İlginç bir tarafı var AKP'nin: They keep coming back. Dış dinamiklerin (özellikle neo-con'ların daha 2007'de belirginleşen düşüşü ve Obama'nın başkan seçilmesinin) de yardımıyla, tekrar tekrar geri geliyorlar, bir vakitler terk etmeye zorlandıkları mevzilere.
Hayır, şeriat uğruna değil (buna inanan kaldı mı?) Daha ziyade
demokratikleşme ve Avrupalılaşma, ya da bu yolda Türkiye'nin taşımak zorunda kaldığı eski kamburlardan, ölü ağırlıklardan kurtulma doğrultusunda. Ermeni sorunu iyi bir örnek
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN