Bizde olsa, seçimi kazanan parti aylarca davul zurna çalar, başbakanlıkta uzun kuyruklar oluşur, teşkilatlar kadro parselasyonuna girişmeden önce lidere bağlılıklarını sergilerler.
Özal’dan sonra iktidarın 1991’de Demirel’e geçişinin üç ay sürdüğünü anımsıyoruz.
Yunanistan’da
pazar günü seçimler yapıldı; Karamanlis gitti,
Papandreu geldi. PASOK liderinin hükümetini kurması ile ilk ziyaretini
Türkiye’ye yapması arasında sadece beş gün geçti.
Papandreu’nun
Güney Kıbrıs’tan önce İstanbul’u ziyaret etmesi Türkiye’ye yönelik önemli bir
jest olurken, eski
Dışişleri Bakanı İsmail Cem’i mezarına gitmesi de barış ve dostluk açısından çok anlamlıydı.
Cem ve Papandreu, 1999 depreminin ardından Ege’de barışı birlikte inşa ettiler.
İki dostun Sisam Adası’nda Hera Tapınağı’na birlikte diktikleri
zeytin ağacından kopardığı dalları
Yunanistan Başbakanı Papandreu İstanbul’a getirdi ve İsmail Cem’in Zincirlikuyu’daki mezarına bıraktı.
Cem’in eşi Elçin Hanım, ziyareti ‘birbirlerini çok seven ve barış için çok çalışan iki devlet adamının buluşması’ olarak nitelendirmiş. İsmail Cem ve
Yorgo Papandreu, görev yaptıkları hükümetlerin iki teknokrat bakanı değillerdi; sosyal demokrat-sosyalist düşünceye inanmış, dünya görüşlerinin ortak paydası olan ‘barış’ düşüncesini içselleştirmiş liderlerdi. Rahmetli Ecevit, 2001
Şubat krizinin
erken seçimi zorunlu kılacağı bir ortamda liderlik koltuğunu İsmail Cem’e bırakmış olmasaydı, tarih başka türlü yazılabilirdi.
Küresel ekonomik krizin Yunanistan’daki etkileri 2009 sonbaharında PASOK’u iktidara taşıdı. Papandreu Başbakan oldu!
Papandreu’nun İstanbul’a gelişinde
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun havaalanına giderek onu karşılaması, Başbakan Erdoğan’ın da Dolmabahçe’de onu kabulü, ‘ilk ziyaret’ jestine verilen karşılıklar.
Türkiye, ‘komşularıyla sıfır problem’ ilkesini Yunanistan ve Kıbrıs ilişkilerinde de uyguluyor.
‘
Kardak krizi’ anıları uzaklarda kaldı.
Başbakan Erdoğan’ın Karamanlis ile yakın dostluk ilişkileri vardı. Atina’daki orman
yangınında Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Yunanistan hükümetiyle doğrudan temasa geçerek yangın uçakları dahil her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını bildirdiler.
Medyaya yansımadı ama kısa bir süre önce Kardak kayalıkları çevresindeki bir Türk balıkçısı Yunan hücumbotlarınca çevrildi. Türk hücumbotları da kriz bölgesine geldiler. Ancak gerilim Davutoğlu’nun Yunanlı meslektaşı Bakoyanis’e açtığı telefonla kısa sürede aşıldı.
Papandreu ile de İstanbul’da iyi bir başlangıç yapılmış oldu. Yunanistan Başbakanı, sorunları çözme umudunu dile getirdi.
Güven tazeledi.
Türkiye şimdi Ege’de
yeşeren ‘zeytin dalı’nı Ermenistan’a uzatıyor.
Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Kafkaslar’da “Barış bizden sorulur” diyor. AB yolunda ilerliyor.