Güler Zere'ye özgürlük


Lisede Naki Göksu isminde bir sınıf arkadaşımız vardı. Sürekli tebessüm eden, herkesle şakalaşan şen şakrak bir öğrenciydi Naki. Genel olarak dersleri iyi sayılmazdı ama muhteşem bir matematik kafası vardı. Arada bir 'dayı dayı' volta atar, sonra yaptığının ne kadar da komik bir şey olduğunu fark edince basardı kahkahayı. Liseden sonra görüşemedik. Sadece İTÜ'yü kazandığını duydum. O her şeye gülen, herkesle şakalaşan, muhabbet eden Naki'den neredeyse hiç haber alamadım. Ta ki yıllardır görmediğim birkaç lise arkadaşıyla görüşene kadar... Söz eski arkadaşlardan açılıp Naki'yi sorunca 1991 yılında Tunceli Mazgirt'te öldürüldüğünü söylediler. İnanılır gibi değildi. Hayatta hiçbir şeyi ciddiye almayacak kadar şen şakrak birisi, Mazgirt'te çıkan bir çatışmada bir terör örgütü mensubu olarak öldürülmüştü. Nitekim daha sonra baktığım örgütün internet sitesi de Naki Göksu'nun bu esprili kişiliğinin altını çiziyordu. Güler Zere'nin tebessüm eden fotoğrafını gördükçe Naki aklıma gelir. Terör, silah ve adam öldürmek, nasıl olur da bu mütebessim çehreli zayıf ince kızla bir araya gelir, anlaşılır gibi değil. Güler Zere, 1993 yılında iki vatandaş ile bir bekçinin öldürülmesi, Hozat ilçesinde askerî konvoya ve Jandarma karakoluna silahlı saldırı düzenlenmesi olaylarında aktif görev aldı. Yine Pertek ilçesinde 3 askerin şehit edilmesi ve 7 vatandaşın öldürülmesi ile Ulukaya köyünün yakılması eylemlerinde bulunduğu tespit edildi. Güler Zere'nin o mütebessim çehresine, zayıf çelimsiz haline bakıyorum, sonra yaptıklarını bir kere daha okuyorum. Kafamda ikisi bir türlü bir araya gelmiyor. Adam öldürmek, nasıl bir ruh halidir? 20 yaşında bir genç, asker elbisesi giydiği için öldürülmeyi hak etmiş midir? Ya sivil vatandaşlar? Onlar öldürülmeyi hak edecek ne yapmıştır? Ya da sıktığı o kurşunlar gerçekten birilerine fayda getirecek midir? Hastalık yüzünden affedilmek, bir önceki cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer döneminde suyu çıkartılmış bir konuydu. Onlarca mahkûm, hastalık gerekçesiyle Sezer tarafından affedilmişti ve birçoğu affedildikten sonra yeniden katıldığı çatışmada öldürülmüştü. Bu nedenle, bir mahkûmun hastalık nedeniyle affedilmesine kamuoyunun soğuk bakması normal. Ancak buna rağmen Güler Zere'ye tedavi olabileceği şartların sağlanması lazım. Güler Zere'yi yeniden hayata döndürecek tedavinin mutlaka yapılması gerekiyor. Eğer Güler Zere'nin tedavi hakkı elinden alınıyorsa, tedavi edilecek şartların oluşturulması adına Cumhurbaşkanı'nın devreye girmesi gerekiyor. Kim bilir bu sayede Güler Zere, yaptıklarından pişmanlık duyar. Ya da adam öldürürken kafasında hiçbir soru işareti olmayanların yüreğinde bir kıpırtı başlar. Kim bilir belki şiddetin, zalimin en büyük dayanağı olduğunu anlarlar. Şiddetin, bu ülkeyi olağanüstü halde tutmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmekten başka bir işe yaramadığının farkına varırlar. İTÜ öğrencisi ve matematik dâhisi Naki Göksu'dan geriye, örgütün internet sitesinde yer alan bir paragraflık yazıdan başka bir şey kalmadı. Naki de bu ülkenin yitik neslinin bir ferdiydi. Tıpkı 12 Eylül sürecinde, 90'lı yıllarda ve 28 Şubat sürecinde yitirilen on binlerce sağcı, solcu, dindar, Alevî, Kürt ve Türk genç gibi...
<< Önceki Haber Güler Zere'ye özgürlük Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER