Biran usta bir o kadar da sivri dilli
kalem Engin Ardıç olasım geldi.
Ve; dilimden; “Bizim solcularda iş yok, hep
taklit hep taklit” cümleleri dökülüverdi
IMF protestocusu solcu
gençleri izlerken..
Sözüm ona onlar eylemlerini; dünyadaki
açlık, fakirlik ve yoksulluğun baş sorumlularına
tepki olarak yapıyorlar. Pankartları “IMF defol” ve “kahrolsun kapitalizm” süslüyor.
Ama bu eli öpülesi ant-i kapitalistler IMF Başkanına
ayakkabı fırlatırken, kapitalizmin
sembol markalarından birini
tercih ediyor. Arkadaşın bu ölümcül hatayı bastırmak için kullandığı
savunma ise
“
Sümerbank ayakkabı üretti de biz mi giymedik” oluyor.
Semerbank örneğiyle kafasının 70'li yıllar öncesinde kaldığı anlaşılan Gazeteye editör olmuş öğrenci görünümlü büyük
eylemci !
% 100
yerli en az 100 tane ayakkabı firmamız olduğunun farkında değil. Basıyor parasını alıyor en pa
halısından
– Dünyayı sömüren ülkenin o ünlü markasından - bir ayakkabı…
Ayakkabıya takılıp kalmayalım..
Asıl yüzleri saklı, ellerinden, dillerinden hep zarar akan protestoculardan ve onların 3 gündür İstanbul'a ve
İstanbul'lulara verdiği müthiş zarardan bahsetmeli..
Bu arkadaşlar
Kapitalizmi hizaya sokma adına çıktıkları bu yolda bırakın dünyayı, kendi halinde
yaşlı bir teyzeyi bile ikna kabiliyetinden yoksunlar..
Türkiye gördü, ortalığı savaş alanına çevirenlerin karşılarına çıkan bir Teyzenin,
“ Ya bırakın
Allah aşkına protestoyu murotestoyu. Gidin evinize” sözleri karşısında, yedikleri postanın da acısıyla
paşa paşa gerisin geriye dönüp gittiklerini..
Sözüm ona fakiri hor gören, zengini el üstünde tutan kurulu düzeni eleştiriyorlar.
Hadi ordan.. Amaç apaçık belli..
Siz adını sanını kimsenin bilmediği o illegal örgütünüzün, partinizin adını dünyaya duyurma niyetindesiniz.
Zaten elinizde taşıdığınız
molotof kokteylerinden, çekişlerden, kırdığınız
kaldırım taşları, indirdiğiniz cam-çerçeve,
ateşe verdiğiniz işyeri ve araçlardan belli amacınız..
İçinizdeki kin, nefret sizi daha özgür daha genç kılmıyor..
Bilakis vatandaşlar bile yer yer tepkisini size gösterdi. Size Provokatör dediler, anarşist dediler.
Hatta canına tak eden bir kaç esnaftan sağlam papara yediniz, dayağı da cabası..
Zarar verdiğiniz bankalar arasında kamu bankası olduğunu görmediniz mi? Attığınız molotoflarla kullanılamaz hale gelen ATM'lerin,
halkın tamamından çıkacak vergilerle onarılacağını bilmiyor musunuz? Yüzü saklı ve neredeyse her kareye giren, etrafa dehşet saçan
o kız arkadaşınızın - 1996 1 Mayıs'ında da bir kız içindeki nefreti, Kadıköy'deki lalelerden çıkarmıştı - kırdığı kaldırımlardan bu ülkenin vatandaşları yürüyor.
Camı kırılan, sandalyesi havalarda uçuşan, dükkanı tarumar olan da IMF Başkanı değil bizim yerli mi yerli
küçük esnafımız..
IMF tarihinin en sosyalist Başkanı D. Strauss-Kahn’a saldıran ve kaçmaya çalışan eylemci gibi protestocular da yüzleri gizledikleri örtülerle
yaptılar kara planlarını.
Biz de onların ne kadar cesaretli olduğunu gördük.
Yüzünü gözünü gizleyen bir kızlı-erkekli grupların bankamatiklere, esnafa ve vatandaşlara nasıl zarar verdiğini hepimiz gördük.
Elinizdeki molotof,
sopa, bilyelerle korku ve
kaos kustunuz..
Kongre vadisini yakmaya çalıştınız.. Polisleri öldürmeye çalıştınız..Ambulansa bile zarar verdiniz..
Çok cesaretiniz varsa yüzünüz açık yapardınız eylemlerinizi..
IMF'ye alternatif programlar düzenler,
basın açıklamaları yapardınız.
Ama siz de aga babalarınız gibi aynı yönteme başvurdunuz ve halktan ne kadar kopuk ve uç olduğunuzu bir kez daha herkes gördü.
Feriköy, Pangaltı, Şişli,
İstiklal,
Tarlabaşı halkı, polisler ve esnaf sizden illallah etti.Alahtan IMF toplantıları bitti de daha fazla antipatik olmaktan kurtuldunuz.