Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ,
Ramazan Bayramı'nın ikinci günü bazı açıklamalar yaptı
Mardin Sınırtepe Hudut Karakolu'nda.
Dedi ki...
-Bölgedeki ağalardan yıllarca çeken insanlarımızın günümüzün
siyaset ağalarından,
terör ağalarından kurtarılması hepimize düşen bir görevdir.
AK Parti hükümetinin
terör örgütü PKK'yı
tasfiye etme ve
Kürt sorununu çözme iradesi gösterdiği bir dönemde dile getirilen bu görüş, Türkiye'de askerin siyaset üzerindeki vesayetini gözler önüne serdi bir kez daha.
Şöyle ki...
Türkiye'nin
doğu ve güneydoğu bölgesinde bir feodal yapı olduğu ön kabulünden hareketle insanların çektiği sıkıntıların faturası ağalık
sistemine kesiliyor.
Sonra bu sistem iki alt kategoriye ayrılıyor.
Siyaset ile terör kelimeleri "ağalık" ortak paydasında buluşturuluyor.
Ardından da herkese, bölgeyi başta siyaset ve terör ağaları olmak üzere tüm ağalardan
kurtarma görevi veriliyor.
Peki, kim bu ağalar?
Onların kim ya da kimler olduğu zikredilmiyor.
Ne yapılıyor peki?
Kinyas Kartal'dan bir alıntı yapılarak,
ayrılık tohumu giren tarladan nifak ve nefret çıkacağı mesajı veriliyor.
Ama bu mesajın manası diğerinin yanında kaybolup gidiyor.
Çünkü...
Bölgedeki ağalık sisteminin bir parçası olan ve yıllardır devletin yanında terör örgütü PKK ile mücadele eden aşiretler bir çırpıda
hedef tahtası haline getiriliyor.
Siyaset ve terör kelimeleri yan yana dizilerek meseleyi
sivil çözüm arayışı içinde olanların önüne bariyerler konuluyor.
Daha "vahim" olanı ise şu...
Son genel ve yerel seçimlerde bölgeden en büyük oyu alan AK Parti ile DTP'nin siyasi varlıkları tartışmalı hale getirilmek isteniyor.
Nasıl?
Siyaset ve terör ağaları kavramları, Afganistan'daki aşiretler için Batılı yazarların sık sık kullandığı "savaş ağaları/warlords" terimini çağrıştıracak şekilde kullanılarak tabii ki.
Afganistan'daki savaş ağaları nasıl insanlardır yazılanlara göre?
Bir kere kaypaktırlar. Onlara asla güvenilmez.
Menfaatleri için kolayca saf değiştirirler.
Para için yapmayacakları şey yoktur.
Adam kaçırırlar, insan öldürürler.
Uyuşturucudan
silah ticaretine kadar türlü türlü
kaçakçılık işi yaparlar.
Siyasi rakiplerini bertaraf etmek için her yolu denerler.
Newsweek'in son sayısında Fareed Zakaria da bu noktadan hareket ediyor,
Amerikan yönetimine Afganistan'dan çıkış yolunu gösterirken.
"Düşmanlarımızı satın almalıyız." diyen Zakaria'ya göre Afganistan'daki temel problem, ülkenin yüzde 45'ini ve Taliban'ın neredeyse tamamını oluşturan Peştunların kendilerini güçlü hissetmemeleri.
O halde çözüm nedir?
Tavsiyesi şöyle Fareed Zakaria'nın:
-Peştun kabilelerini satın almak, kiralamak ya da rüşvete boğmak ABD'nin istikrar stratejisinin temel parçası olmalıdır.
Yani...
Savaş ağalarını satın alırsan, onları paraya boğarsan Afganistan'a istikrar gelir.
Acaba?..
Fareed Zakaria'nın da onunla aynı fikirde olanların da artık şunu anlaması lazım:
-
Soğuk Savaş bitti, düşman konseptine dayalı stratejiler de çöktü.
Bundan böyle insanların ne düşündüğünü, ne hissettiğini anlama ihtiyacı duymayan bir çözüm önerisinin günümüz dünyasında başarıya ulaşma şansı bulunmuyor artık.
Problemleri çözmeye çalışanları yaftalamanın da...
Sanırım bu hakikati hepimizin idrak etmesi gerekiyor.