Her şey var, hiçbir şey tam değil


Galatasaray’ın Hollandalı teknik direktörü Frank Rijkaard’ın Türk futboluyla ilgili temel gözlemini bence ülkemizde her alan için kullanabiliriz. Hollandalı teknik adam, ‘Sizde her şey var ama hiçbir şey tam değil’ demişti, hatırlayacaksınız. İstanbul’daki sel felaketine bakıyorsunuz. İstanbul Belediyesi’nin haklı gurur kaynağı AKOM diye bir merkezi var, bir teknoloji üssü. Bütün İstanbul buradan kameralarla gözlenebiliyor, meteoroloji verilerine buradan ulaşılabiliyor vs. İstanbul’da kuvvetli yağış beklendiğini taa geçen pazar gününden bekliyorduk. Önce yağış İstanbul’un Trakya’daki ucunu, Çatalca, Büyükçekmece ve Silivri Selimpaşa’yı vurdu. Belediye, hiçbir şey yapmadı. Selimpaşa ve Tekirdağ’da vatandaşlar uyarılmadı, onlardan evlerini terk etmeleri istenmedi. O evlerde insanlar öldü, cana ve mala zarar geldi. Karayolunu su basacağı görüle görüle kapatmadı İstanbul yönetimi. O karayolunda insanlar öldü otomobillerinin içinde. Ertesi gün yağmur bu kez biraz daha yaklaştı İstanbul’a, Ayamama deresi belki de taşıyamayacağı kadar suyla doldu. Taşkın en kuvvetli ihtimaldi. Polis ve belediye, sabah erken saatlerde yolları kapatsa, TIR garajı uyarılsa ve boşaltılsa, taşkın olsa bile kimsenin burnu kanamazdı. Bunlar da yapılmadı. Su mühendisi değilim, elimde veriler de yok. Ama bana öyle geliyor ki Ayamama Deresi’nin taşması da esasen bir kader değildi. Çünkü derenin serbestçe akıp denize döküldüğü bölgede, yani havaalanı kavşağından Ataköy kıyısına kadar olan bölgede hiçbir taşkın olmadı. Peki nerelerde oldu? Birinci nokta, kenarına TIR garajının kurulduğu yerdi. Tam burada, garajın dibinde dere yerin altına alınmış, üstteki yonca kavşağa yer açmak için. Demek o birkaç yüz metrelik kanalda bir daralma, bir tıkanma olmuş ki, garaj göle dönüşmüş. Birinci sayfamızdaki fotoğrafa bakın. Sonra bir biçimde o kanal açılmış olmalı ki su garajda yarattığı gölü boşaltmış. Boşaltırken de, aynen mutfağımızdaki lavabonun ağzında anafor oluşması ve pisliklerin oraya gitmesi gibi, su koca koca TIR dorseleri almış o deliğe çekmiş. Ayamama’daki sonraki tıkanma nerede oldu? Tam yeni yapılan 212 Alışveriş Merkezi’nin önünde. Orada da dere yerin altından yolun karşısına geçiyor. O tıkanıklık, bütün gazetelerde gördüğünüz otobüsün üzerine sığınan insan görüntülerini yarattı işte. Üçüncü tıkanma noktası, Çobançeşme’deydi. Burada da aynı şekilde su yerin altına giriyor belediyenin kanalı vasıtasıyla. Bu tıkanıklık bütün o eski fidanlık alanını ve geriye doğru özel bazı TIR garajlarını, fabrika depolarını vs. sular altında bıraktı. Ondan sonra başka tıkanma olmadığı için su serbestçe denize kadar aktı, gitti. Buradan çıkarılacak ders belli: İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi işini yapmamış, Ayamama Deresi’nin akışkanlığını engelleyen pislikleri temizlememiş, kanalları temizlememiş. O kanallar temiz olsa, belki taşkın bile olmayacaktı. Belediye ile valilik uyarıları dikkate alıp önceki gün sabahın erken saatlerinde bölgedeki yolları kapatsa, halkı bilgilendirse, TIR garajını riskli olduğu için boşalttırsa, taşkın olsa bile kimsenin burnu kanamayacaktı. Doğa olaylarının önüne geçmek elbette mümkün değil. İstanbul’a yağan yağmur da yüzyılda bir olabilecek bir olay. Bunları küçümsemek mümkün değil, yaşanan felakette bunların rolünü azaltmak da mümkün değil. Ama insana duyarlı bir yönetim, gerektiğinde aşırı önlem almakla suçlanma riskini de üstlenip can kaybının önüne geçebilirdi. Bu ölümler yaşanmak zorunda değildi! Evet AKOM’da her şey var ama galiba hiçbir şey tam değil!
<< Önceki Haber Her şey var, hiçbir şey tam değil Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER