Almanya'nın "Leipzig
Medya Vakfı" 2009 yılı "Medyanın özgürlüğü ve geleceği" ödülünü
Taraf gazetesi genel yayın müdürü ve başyazarı
Ahmet Altan'a verdi. Altan, ödülü öteki iki ünlü Avrupalı gazeteciyle, İtalyan Roberto Saviano ve Hırvat Duşan Miljus ile paylaşacak. Saviano, İtalyan mafyasının içyüzünü açıklayan yazar ve gazeteci. Miljus ise 20 yıldır
Hırvatistan ve Balkanlar'da örgütlü suçları araştıran bir gazeteci.
2001 yılından bu yana dünyada basın özgürlüğünün gelişmesine katkıda bulunanlara verilen Leipzig ödüllerini
kazananlar arasında Seymour Hersh, Anna Politkovskaya ve Gideon Levy gibi dünyaca ünlü gazeteciler bulunuyor. Hersh,
Amerikan askerlerinin 1969'da Vietnam'da yaptığı My Lai katliamını; 2004'te Irak'taki Abu Gurayip hapishanesinde uyguladıkları işkenceleri ve 2006'da ABD'nin İran'a karşı gizli
eylem planlarını açığa çıkarmasıyla tanınıyor. Özellikle Rusya'nın Çeçenistan'daki
insan hakları ihlalleri üzerine yayınlarıyla ün kazanan Politkovskaya 2006'da, henüz aydınlatılamayan bir cinayete
kurban gitti. Levy ise, Filistinlilerin maruz kaldıkları
baskı ve zulmü ifşa etmesiyle tanınan bir İsrailli gazeteci. Soruşturmacı gazeteciliğin bu en ünlü isimleriyle birlikte Leipzig Medya Vakfı ödülüne layık görülmesi, Ahmet Altan'ın ve Taraf gazetesinin
Türkiye'de basın özgürlüğüne yaptığı katkının dünyaca tanınması ve takdir görmesi anlamına geliyor.
Yakında iki yaşını dolduracak olan Taraf'ın yaptığı
demokrasiye, insan haklarına ve hukuk devletine karşı sorumlu gazetecilik sayesinde Türkiye, Taraf olmasaydı öğrenemeyeceği neleri öğrenmedi ki?..
Ekim 2007'de
Hakkari-Yüksekova'daki
Dağlıca karakolunda 13 askerin şehit olduğu
PKK baskınının düzenleneceğine dair istihbaratın günler önce ilgili tüm birimlere bildirildiğini Taraf yazdı... Ekim 2008'de Hakkari-Şemdinli'deki
Aktütün karakolunda 17 askerin şehit olduğu PKK baskınının yapılacağına dair istihbaratın saldırıdan bir ay önce alındığını yine Taraf yazdı...
Genelkurmay'da birilerinin
Mart 2006'da gazetecileri, yazarları, işadamlarını ve akademisyenleri, "AB veya ABD destekli" olarak fişleyen bir andıç hazırladıklarını Taraf yazmasaydı, hiçbir zaman öğrenemeyecektik. Taraf yazmasaydı, yine Genelkurmay'da birilerinin
Nisan 2009'da bir "
İrticayla mücadele eylem planı" ya da diğer adıyla "AKP ve Gülen'i bitirme planı" hazırladıklarından kimsenin haberi olmayacaktı...
Geçen ay
Elazığ Karakoçan'da el bombasının patlaması sonucu şehit olan 4 erin kaza değil ceza sonucu öldüğünü Taraf yazmasaydı, kimse bilmeyecekti... Bunlar kamuoyunun Taraf sayesinde öğrendiği, Taraf olmasaydı kimsenin ruhunun duymayacağı, Türkiye'de demokrasiyi, hukuk devletini ve şeffaf yönetimi yerleştirme mücadelesini yakından ilgilendiren haberlerin sadece bazıları.
Taraf'ın haberciliği yanında Ahmet Altan'ın insan haklarını ve hukuk devletini cesaretle savunan ve her biri Türkiye'deki demokrasi mücadelesine
altın harflerle yazılacak olan yorumları, Türk gazeteciliği için bir iftihar ve onur vesilesidir. Meslektaşlarının büyük çoğunluğunun Altan'ın ve Taraf'ın aldığı prestijli uluslararası ödülü görmezden gelmeleri, söz konusu ödülle ilgili haberin Türk medyasında pek az yer bulabilmiş olması ise, muhakkak ki Türkiye'de medyanın acıklı yüzünün yeni bir yansıması.
Türkiye'de medya adam olmadan, demokrasi de adam olamaz... Medyanın adam olmasının en önemli koşullarından biri de medyanın demokrasideki dördüncü kuvvet işlevini yerine getirmesi, yani siyasi, idari ve iktisadi güç sahiplerinin kanunlara, ahlaka, insan haklarına, demokrasiye aykırı davranışlarını ifşa etmesi, bu davranışlarından dolayı onlardan
hesap sormasıdır. Ahmet Altan yönetiminde Taraf, basın mensuplarına sorumluluklarını hatırlatmakla kalmıyor,
genç gazetecilere mesleğin standartları konusunda örnek oluyor. Bütün baskılara ve engellemelere rağmen demokratik işlevini cesaretle yerine getirdiği için Taraf, şimdiden sadece Türkiye değil, dünya basın tarihine de geçti.