‘General Kış’ geliyor!


BATMANHükümetin “Kürt açılımı”nın Güneydoğu’da yol açtığı iyimser bekleyiş İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, “Anayasa değişikliği, af yok. Kürtçe eğitimi düşünmüyoruz” sözleri nedeniyle özellikle DTP çevrelerinde bir düş kırıklığına yol açmakla birlikte umutlar tüketilmiş değil. 1 Eylül’deki Diyarbakır mitingi öncesinde Aysel Tuğluk’un sohbet ettiği gazetecilere, “Çözüm olmazsa, ayrılık da tartışılabilir” sözleri sadece bölgede değil, DTP içinde de rahatsızlık yaratmış durumda. Güneydoğu insanı, ayrılık düşüncesini reddediyor. Hele, “ayrılık” tezlerinin halkın oylarıyla milletvekili seçilmiş TBMM üyeleri tarafından dile getiriliyor olması, işleri “siyasi çözüm” üretmek olan kadrolar açısından ayrıca yadırgatıcı. DTP milletvekilleri, “muhataplık” sorunuyla her fırsatta İmralı’yı adres göstermekle İrlanda ve İspanya örneklerinden farklı olarak, “parti”nin gücünü sıfıra indiriyorlar. Etkin olabilecekleri bir süreçte DTP’yi de etkisizleştiriyorlar. Öcalan’ın, “Sınırlarla bir meselemiz yok” demesine ve 1999’da Kenya’da yakalanarak İmralı’ya getirildiği ve yargılanmaya başladığı andan itibaren, ayrılıkçı tezlerinden vazgeçtiğini ilan etmesine karşın, on yıl sonra PKK’yı silahsızlandırma konusunda yeni bir süreç başlatıldığı sırada DTP’li Aysel Tuğluk’un “ayrılıktan” söz etmesi tuhaftır. Nitekim bu görüşlerin fazlasıyla yadırgandığını, Diyarbakır, Mardin ve Batman’da kaldığımız üç gün boyunca çok farklı kesimlerden dinledik. Kürt siyaseti içinde “yol haritası”nı yoldan çıkaracak görüş ve eğilimler taraftar bulmuyor ve eleştiriliyor. ANLI: OPERASYON DURURSA Diyarbakır’dan ayrılmadan önce DTP İl Başkanı Fırat Anlı ile konuştuk. Çözüm için hayli güçlü mesajlar verdi. Anlı’nın söyleşimiz sırasında dile getirdiği “General Kış” faktörü önemliydi. Bakan Atalay’ın “açılım”ın çerçevesini daraltan demecine karşılık, hükümetin Ekim’e kadar Anayasa değişikliği dahil somut bazı öneriler geliştirebileceği düşüncesinde Anlı. Özetle şunları söyledi: “Önümüzde kritik birkaç ay var, operasyonlar yavaşlar ve durursa -General Kış geliyor- marta kadar bu bize çözüm için altı ay altın değerinde fırsat verir. Çatışmasız bir döneme girilirse, ardından bir mekanizma bulunur ve PKK’nın sınır içindeki güçleri, 1999’da geri çekilirken uğradıkları kayıplar yaşanmasın diye bir güvence ve gözetim mekanizması altında sınır dışına çıkar. Bugünkü şartlarda dağdan iniş olmaz. Ancak demokratikleşme adımlarıyla birlikte yüzer, iki yüzer kişi Türkiye’de hiçbir biçimde suçlanmayacakları şekilde dönüş yaparlar. Hayatın içine karışırlar. Bazen dağdan haberler duyuyoruz: Onurlu bir barış olacaksa, Diyarbakır sokaklarında özgürce dolaşmayı özledik, “Ne zaman kapıları açacaksınız?” diyenler de var. Silahlar susar ve barış sağlanırsa bu insanların arasından siyaset yapmak isteyenler de çıkacaktır, zamanla bunlar da tartışılacaktır. Kürtlerin siyasi ve kültürel hakları tanındıktan sonra, ayrılığı kim niye istesin. Artık kan ve gözyaşı dinsin, barış ve huzur gelsin istiyoruz.” AKIN: ÇOCUK DOĞURMAM Diyarbakır’dan Batman’a geçiyoruz. 1990’larda Kürt sorununun en sıcak ve çatışmalı yaşandığı illerden biri Batman. DEP milletvekili Mehmet Sincar burada öldürüldü. Faili meçhuller ve Hizbullah dehşeti yaşandı. Töre-namus cinayeti adı altında “genç kız, kadın intiharları” başladı. PKK’ya karşı sürdürülen “düşük yoğunluklu savaş”ta yakılan, boşaltılan köyler, Batman’a göç verdi. Çocukları dağda olan ailelere ölüm haberleri yağdı. 1990’larda başlayan “travma”nın izleri bugün de görülüyor. SERİL Kadın Dayanışma Merkezi’ni ziyaret ediyoruz. Gülistan Akel başkan yardımcısı, merkezde çalışan Fatma Kapalıgöz, Dilan Ercan ve Sıdıka Akcan ile sohbet ediyoruz. Kadın intiharlarına yönelik eski duyarlılık kalkmış. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre erkeklerde intihar üç katı fazla olmasına karşın Çin ve Türkiye’de (Batman) bu oran bir erkek üç kadın şeklindeymiş. Töre, namus cinayetleri gibi etkenlerin yanı sıra Güneydoğu’daki çatışmalar ve göç, yaşadığı sosyal çevreye uyum sağlayamayan kadınlarda bunalım yaratıyormuş. Sıra “Kürt açılımı”na gelince ümitten ve güvensizlikten birlikte söz ettiler. “Hayal kurmak istemiyoruz, hükümetin bu açılımın arkasında durması zor” diye konuştular. Başbakan Erdoğan’ın DTP lideri Ahmet Türk’le görüşeceği haberini 7 yaşındaki bir çocuktan almışlar. Çocukların bile umutlandığı “açılım” boşa çıkarsa olacaklardan duyulan kaygıyı dile getirdiler. Asya Akın, DTP Batman İl yöneticisi. Asya Hanım, 30 yaşında ve evli ancak çocuk sahibi olmaktan kaçınıyor: “Bu savaş bitmeden, çözüm olmadan bu dünyaya çocuk getirmem. Annem bana kızıyor, sen delisin diye... Erkek doğursan ne olacak ya askerde, ya dağda ölecek. Hangi ana bu acıya dayanır? Ben bu acıyı yaşamak istemiyorum. Binlerce ananın yüreği yandı, bu şiddet ne zaman bitecek, akan kanı kim durduracak?” diye soruyor. Batman’da, dağda kaybettikleri çocuklarına yanan “tülbentli analar”la da görüştük. Şemdinli’de şehit olan 4 askerin ardından ağıt yakan anaların gözyaşını hatırlattık. Diyarbakır’da bir süre önce Türk ve Kürt analar “barış” için buluşmuşlardı. “Acımız ortaktır. Bütün çocuklar için gözyaşı döküyoruz, artık sorunu çözün diyoruz” şeklinde konuştular. DTP Batman İl Yönetim Kurulu üyesi Asya Akın’ın tepkisi ise “iç savaş” çığırtkanlığı yapan siyasetçilereydi. “Bu oyuna gelmeyelim” dedi. CHP’DEN İFTAR AÇILIMI Mardin’de tek CHP’li belediye, Ömerli’ye uğradık. Ömerli, öteden beri CHP’nin kalesi. Şevki Altındağ 1980 öncesinde milletvekiliydi, uzun yıllar Rıfat Altındağ belediye başkanlığı yaptı. Bayrağı şimdi oğlu Yılmaz Altındağ devralmış. Mimar olan Altındağ, Mardin’in UNESCO Kültür Mirası kentler listesine alınması için “eski kentin” ortaya çıkarılmasında emeği olan bir isim. 29 Mart yerel seçimlerinde Ömerli’den belediye başkanı seçildi. CHP, Güneydoğu’dan giderek koparken, partinin eski gücünü ve bağlarını koruma çabalarından tek tük sonuç alınan yerler de karşımıza çıkıyor. Ömerli’de bunu gördük. Yılmaz Altındağ, Mardin’in “dil, din, etnik köken” farkı gözetmeyen zengin kültürü içinde hem Kürt sorununa duyarlı hem de ramazanda “iftar çadırı” kurarak muhafazakâr tabana yönelik açılımı sürdürmekten yana. Ancak, CHP’nin merkez yönetimi gibi yerel yöneticileri de hükümetin “Kürt açılımı”ndan bir şey çıkmayacağı iddiasındalar. Bunu bir siyasi rant olarak görüyorlar. Yılmaz Altındağ, bölgenin sosyoekonomik orunlarının, yoksulluk, işsizlik, eğitim meselesinin “Kürt açılımı”ndan önce geldiğini düşünüyor.
<< Önceki Haber ‘General Kış’ geliyor! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER