Ve önceki
akşam geç saatlerde gelen MGK
bildirisi savaşseverlerin bittiği an oldu. Ne kadar fena oldukları dün
CHP ve MHP sözcülerinin ağır beyanatlarıyla ortaya çıktı.
Ağız dolusu “vatan haini” diyorlardı, bu kez diyemediler.
“Demokratik
açılım” başlamadan önce Cumhurbaşkanı Gül bir söz söylemişti: Bu meselede kurumlar arasında uyum vardır... Gül’ün sözünü yanlış anlamak mümkün değildi. Ama bazıları anlamamayı
tercih etti.
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Başbuğ iki ayrı toplantıda, içinde “
Türkiyeli” kavramının da geçtiği ve demokratik gelişmelerden çekinmeye gerek olmadığını hissettiren konuşmalar yaptı. O konuşmaların içeriğinin tümünü ele almaya yanaşmadılar.
Sonra
Başbakan ve İçişleri Bakanı, açılımın bir “devlet politikası” olduğunu söyledi.
Savaş sevenler yine anlamak istemedi. Bu cümlenin, söyleyenlerin bir “iyi niyetli temennisi” olduğunu düşünmekte ısrar ettiler.
***
Demokratik açılım, artık silahların susmasını isteyen Türk halkı tarafından kabul edildiğine göre, savaş sevenlerin son umudu Silahlı Kuvvetler oldu.
MGK bildirisi, savaş sevenlerin en korktuğu şeyi yaptı, demokratik açılımda,
ülkenin üniter yapısının korunmasının güvencesi olarak devam edilmesini “
tavsiye etti.”
Bu tavrı, açılımın sınırlarının dar tutulacağının işareti olarak görenler de olabilir. Ama savaş sevenlerin, kin, nefret ve kanla varolanların gösterdikleri tepkiler bu bildirinin gücünü de kanıtlıyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye göre, kendisinin beğendiği siyasetler “devlet politikası” olabilir, beğenmedikleri olamaz.
“Devlet politikası” kavramı tabii ki tartışmalıdır, ama bu kavrama anlamını asla Bahçeli yüklemek durumunda değildir.
Bahçeli, Mondros Mütarekesini örnek göstererek “bu da devlet politikasıydı” diyor. Doğrudur, o da devleti yönetenlerin politikasıydı ve imparatorluğun teslim belgesiydi. Türkiye Cumhuriyeti’ne Mondros mütarekesi tehdidi ise
demokrasiden değil, demokrasi korkusundan gelebilir.
Önceki akşam MGK bildirisinin açıklandığı an, savaş sevenlerin bittiği an oldu. Umarız ki, Türk halkının geleceği için bu bildiri üzerine biraz daha düşünür ve savaşsız ve demokratik bir ülke yolunda ilerlemeye katkıda bulunma aşamasına gelirler.