Ya Rabbi, ben bu adamı tanıyorum, gayet iyi tanıyorum, yıllardan beri tanıyorum fakat kimdi, adı neydi, hangi filmde oynamıştı çıkarmam mümkün değil...
O sinirli edâlar, "Bırakın beni, alayım şunu ayağımın altına" yollu o sahte şahlanışlar, cüssece ufak-tefekliğine bakmayıp cesaret gösterilerinde başrol için canını dişine takmalar... Gelmiyor bir türlü aklıma; halbuki dilimin ucunda yahu...
Hani o da böyle yapar, hatırlatın bana; kendini evrenin merkezine koyarak herkesi suçlar, herkese cürüm ve kabahatlerini hatırlatır, herkesi utanç duymaya sevkeder fakat kendini herkesten farklı tutar. O öyledir çünkü; öyleleri ortada hiç ciddi sebep yokken mahalle
kavgası, uzun yıllar sürecek bir
kan davası başlatabilir. Bir mânâda cezai ehliyetleri yoktur bunların. Çıkan kavgada kendini esas oğlan yerine koyarak bir
araba dayak yemesi ve haksız olduğunu kesinlikle düşünmemesi bizi şaşırtmaz; haklıdır çünkü dayak yemiştir; işte isbatı!
Öyle bir tip işte; meşhur, hatta efsâne bir filmin arkada görünen biri ama unutulmaz karakterlerinden.
Buldum!.. Küçük Enişte o! Tosun Paşa filminin unutulmaz yardımcı karakteri Küçük Enişte.
Efendim, Tosun Paşa filmini her bayram gecesi mutlaka oynatan bir TV kanalı bulunur; milletçe, mâ
aile hatmetmişizdir, nitekim çıtlatınca hemen hatırlayacak, "Sahi yahu, bizim Küçük Enişte'yi nasıl çıkaramadık" diye hayıflanacaksınız.
Tosun Paşa filmini 1976'da
Kartal Tibet çekti, senaryosunu (tevekkeli değil)
Yavuz Turgul yazdı. Bir
Kemal Sunal klasiği. Hadise
Mısır'da geçer. Tellioğulları ve Seferoğulları diye iki aile,
Yeşil Vadi diye bir yer için anlaşmazlığa düşüp rekabete girişirler. Bölgenin yöneticisi Dâver Bey bu ihtilafta önceleri tarafsızdır fakat güzel kızı Leylâ'yı taliplisi Seferoğulları'na sözleyince ortalık karışır. Tellioğulları, ailenin salak uşağı
Şaban'ı Mısır Valisi Tosun Paşa kılığına koyarak durumu lehlerine çevirmeye çalışırlar derken...
Bizim Küçük Enişte, Tellioğulları ailesinin iç güveylerinden biridir işte. Kendini hiç ilgilendirmediği halde, iç güveyleri olduğu için Seferoğulları'ndan dayak yer, eve perişan fakat dimdik bir gururla gelir; gözü morarmış, beş dişini kavga yerinde bırakmış olabilir fakat kesinlikle dayak yediğini kabul etmez, bilakis kendine dayak atanlara daha büyük zarar verdiğini ileri sürer.
Bu karakteri filmde
Ergin Orbey canlandırmıştı; Küçük Enişte'nin filmdeki adı da Vehbi'dir. Herbiri mektep çapında büyük oyuncuların (Kemal Sunal-Şaban,
Şener Şen-Lütfü, Ayşen Gruda-Zekiye vb.) hayatlarının en iyi oyunlarını çıkardığı bir filmde "Küçük Enişte" karakteriyle zihinlerde yer tutmak az iş değildir. Bana göre sinemamızın kült filmlerinden biridir Tosun Paşa.
Ve tabii Küçük Enişte karakteri...
Neyse efendim, gelelim bu unutulmaz karakteri hatırlamama sebep olan kişiye; yahu tam Küçük Enişte işte; onun kadar samimi, onun kadar iddiacı, onun kadar kendinden emin, onun kadar yaygaracı, onun kadar iç güveysi...
Ama onun kadar sempatik değil maalesef...
Bugünlerde tam havasında; Seferoğullarına demediğini bırakmıyor, Tellioğulları dışındaki herkesi Seferoğulları âmâline çalışmak ve
hizmet etmekle suçluyor, esiyor, yağıyor, gürlüyor, şimşekler çaktırıyor...
Hayranlıkla seyrediyorum artık onu; güzel oynuyor. "Rolüm
küçük" demiyor, hakkını veriyor. Helâl olsun!