Açıkçası beni bir hayli heyecanlandıran görüşmede memleket meselelerindeki gidişata dair, özellikle AK Parti'nin demokratik
açılımı olarak bilinen faaliyetlerine dair, görüş ve takdirleri ile birlikte hayır duasını aktardı, arkasından, bir sitemini ve sorusunu köşemde duyurmamı umarak ifade etti. Sitemi kendisi de bir
Tillolu hemşerileri olan MHP Genel Başkan yardımcısı Sayın
Oktay Vural'ın bu hayırlı açılımlara karşı sergilediği tutumdan kaynaklanıyordu.
“Anlamakta güçlük çekiyoruz, biz
Kürt değiliz, ama etnik olarak Türk de değiliz. O yüzden bu meselede en objektif bakış açısına sahip olabilecek bir durumdayız. Oktay Bey de öyle. Ortalığı herkesten daha fazla yatıştıracak yerde ateşe körükle gitmesine bir anlam veremiyoruz. Tillo ismi de hiç kimseye sorulmadan
Aydınlar olarak değiştirildi ama kendisi de çok iyi bilir ki, resmi kayıtların dışında, herkes buraya Tillo demeye devam eder. Tillo ismi binlerce manevi şahsiyetin hayatıyla tarihe kazınmıştır, onu değiştirenler bu saygısızlığı pervasızca işlemiş ama pek kabul de görmemiş; birilerinin bunu düzeltmeye kalkışması her bakımdan takdire değer. Oktay Beyi Tillolular arasında bir kişiden bile
destek bulamayacağı, aksine herkesi bir hemşeri olarak hayal kırıklığına uğratan bu tutuma iten şey nedir acaba?”
Bu soruya benim verebileceğim bir
cevap yoktu tabi. Sorusunu köşemde yayımlamaya söz verdim, hayır duasını aldım.
* * *
Tillo ismi tıpkı Norşin gibi seksenlerden sonra tam bir resmi ideoloji işgüzarlığıyla değiştirilmiş. Günümüze kadar canlılığını devam ettiren yüzlerce yıllık bir medrese geleneğinin bölgedeki en önemli merkezi olan Tillo ulemalarıyla ve tabii ki
Marifetname sahibi İbrahim Hakkı ve hocası İsmail Fakirullah isimleriyle meşhur,
Siirt şehir merkezine 6 km. mesafede bir
kasaba. Şehrin sakinleri Kürt değil Arap kökenlidir. 1990 yılında ilçeye dönüşünce ismi Aydınlar olmuş.
Aslında köy ve şehirlerin fetihlerin sonucunda veya belli dönemlerin politikaları sonucunda isim değiştirmeleri hiç görülmeyen bir durum değildir. Tarihin her döneminde bu tür olaylar olur.
İsim değiştirmeler tarihte bir bölgenin yoğun bir kültürel, demografik nüfus değişimine uğradığı dönemlerin akabinde gerçekleşir. Bu durumlarda bile eski isimler korunsa bile yeni bir dilin telaffuzuyla dönüşüme maruz kalır. Smyrna'nın İzmir'e Ankira'nın Ankara'ya İstinpolis'in İstanbul'a dönüşmesi gibi. Burada fetihler eski ismi unutturmak için değil, tamamen yeni bir nüfusun telaffuzuyla dönüşüme uğradığında hem kendi orijinal diline yabancılaşır hem de yeni dilde anlamı olmayan kelimelere dönüşür. Bu türden, anlamı olmayan isimlere sahip şehirlerin neredeyse tamamı bu türdendir.
Tek tek bütün şehirler üzerinde durunuz isterseniz. Çok azında bir anlam bulabilirsiniz. Özel isimlerin zaten böyle bir tabiatı vardır. Aslında bu şehir isimlerinin Türkçesi,
Kürtçesi veya Ermenicesini aramak da çok gereksizdir. Şehir isimleri bir noktadan sonra bir dile ait olmaktan çıkar artık.
Bugün orijinallerine iade edilecek olan isimlerin çoğu da zaten Kürtçe değildir. Ama yoğun bir etnik çatışmanın orta yerinde değiştirilmeye kalkışıldığında bu isimler bir anda Kürtçeleşir.
Norşin de, (Arap nüfusun yaşadığı) Tillo da Kürtçe isimler olmadıkları halde bugün artık Kürt sorununun bir parçası haline gelirler.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN