Uçakta iki gazeteciyiz, ben ve Sabah’tan
Yavuz Donat. Gül’e ‘
Kürt açılımı’nı soruyoruz; “Bu konuyu dönüş yolunda ayrıntılı konuşalım” diyor. Gül’ün konuyla ilgili açıklamalarını yarın yazacağım.
Cumhurbaşkanı niye böyle geziler yapıyor? İşte cevabı:
- Dünyanın en eski
Müslüman Türk mezarlığı
Ahlat’tadır. Tarihi önemi çok büyük!
Geziye katılan tarihçi İlber Ortaylı’nın sözleri:
- Ahlat mezarlığı muazzam bir tarihi mirastır. Ahlat 12. yüzyılda 200 bin nüfuslu bir şehirdi. Bu mezarlığı Mervanoğulları başlattı. Hasan Padişah zamanında büyüdü ve anıtsal nitelik kazandı. Selçukluların da önemli katkısı oldu...
Mervanoğulları
Diyarbakır ve çevresinde hüküm sürmüş bir Kürt hanedanıdır. Hasan Padişah, Akkoyunlu
Türkmen hükümdarı Uzun Hasan’dır.
Yavuz Selim’in büyükelçisi, değerli âlim İdris-i
Bitlisi de buraların çocuğudur. Bitlis’te çeşitli mekânlara adı verilmiş.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Mustafa İsen, “Sayın Cumhurbaşkanı Ahlat’ı himayelerine alacak; ayrıntılı bir program hazırlıyoruz Ahlat anıtlarının korunması ve buranın bir kültür ve turizm merkezi haline gelmesi için” diyor.
İçimde bir mutluluk; çünkü bu eserler
Anadolu’daki bin yıllık varlığımızın silinmez mühürleridir.
Marifet iltifata tabidir!
Seçildiğinden beri 27 ile gittiğini belirten Gül devam ediyor:
- Cumhurbaşkanı olarak
halkla temas etmeye, devlet-halk ilişkilerini geliştirmeye önem veriyorum. Ayrıca
cumhurbaşkanının valileri, belediye başkanlarını, garnizonları ziyaret ederek, işadamlarıyla görüşerek onları motive etmesinin çok yararlı olduğunu görüyorum. Bütün illerimize gideceğim.
Halkla sıcak ilişkiler! Yol boyunca geçtiğimiz ilçe ve kasabalarda, kadınlı erkekli kalabalıklar, ellerinde Türk bayraklarıyla, konvoyu durdurarak Gül’ü alkışladı. ‘Bindirilmiş kıtalar’ değildi bunlar. Balkonlardan, damlardan da alkışlıyorlardı.
Uçaktaki sohbetimizde Cumhurbaşkanı işadamlarının rolünü vurguluyor:
- İllerin geleceğini onlar şekillendiriyor. Gelişmenin lokomotifi oluyorlar. İşadamlarına iltifat etmeliyiz. Marifet iltifata tabidir!
Gül, en çok, işadamlarının kentlerindeki üniversitelere desteğinden övgüyle bahsediyor.
Garnizonlarda “binlerce gencimizin eğitim gördüğü”nü vurguluyor.
Gül’ün belediye başkanlarına da tavsiyeleri var:
- Siz politikacısınız, sizi halk seçti. Çalışırken mutlaka çok iyi
teknik ekiplerle, en iyi mühendis, mimar ve şehircilik uzmanlarıyla çalışın. Bilgili ve geniş ufuklu danışmanlarla çalışın. Bakarsınız, bugün yaptığınız bir yol, bir geçit, yarın şehrin önünü tıkamış.
İzmir ve Kayseri
Söz İzmir’den açıldı, işte Gül’ün sözleri:
- Expo’yu İzmir’in kazanması için çok çalıştık. Benim kaybettiğim tek
seçim bu oldu! Gereksiz bazı siyasi meseleler çıkınca, İtalyanlar bunu iyi kullandılar ve aldılar. Biz 11 oyla kaybettik.
İzmir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu hakkındaki kanaatini soruyorum, diyor ki:
- Aziz Bey çalışkan, dürüst, devlet adabını bilen bir insan. Bu işin peşini bırakmamalı. İzmir Expo’yu gelecek sefer kazanabilir.
Ve tabii Kayseri... Kayseri’yi ziyaretinde üç kilo aldığından yakındı!
Kayseri gezisi mantısız olur mu? Ondan galiba...
Gül’ün Kayseri gözlemleri, Anadolu hakkındaki özlemlerini de yansıtıyor:
- Kilo aldım ama gururlandığım gözlemlerim de oldu. Kayseri’de olimpik
yüzme havuzunda, 7-8 yaşlarında kızlı, erkekli çocuklar, başlarında öğretmenleri, yüzüyorlar, su sporları yapıyorlardı...
Gül’ün genel izlenimi:
- Kimileri konuşarak, kimileri çalışarak enerjisini harcıyor.
İkincilerin artması beni mutlu ediyor.