6 binden fazla elektrikli
kapsül. 34
uçaksavar mermisi, 11 havan, 84 top mermisi, 6 gaz
bombası, 3 kilo
patlayıcı madde. 3 bin ateşleme fitili, 4 gaz maskesi, 7 bubi tuzağı, 28 sis bombası. 12
roketatar, 4 roketatar başlığı. 43 metre infilaklı fitil, 2 metre saniyeli fitil... Ve daha buraya yazamadığım birçok
mühimmat...
Bazı Ergenekonseverlerin 'Av tüfeği ile
darbe' diyerek sulandırmaya kalkıştığı örgütten ele geçirilenler bunlar. Her şeyi bir tarafa bırakın, sadece bu liste bile normal bir memlekette insanların kanını dondurmaya yeter. Ama bizde nasıl oluyor biliyor musunuz? Örneğin davanın üçüncü
iddianamesi açıklanıp onlarca suikast, bir dolu
cinayet planı, krokisi açıklandığı zaman
Andıç Medyası internet sitesinden Cemil İpekçi'nin cinsel hayatını
manşete çekiyor. Bakış açısı bu...
Normal olarak insan, 'bakalım ertesi gün ne yazacaklar?' diye merak ediyor bu
holding medyasının yazarlarını. Ancak görünüşe göre onlar açısından sorun yok, başyazarlarından vasat zekâlı köhne Marksistlerine kadar alayı her şey normalmiş gibi başka başka şeylere dalıyorlar.
Kimi iddianamenin içindeki bir kelimeyi ele alıp, ondan muazzam bir tarihsel netice elde ediyor mesela. Kimi o bildik geyiğiyle başkasına saldırmayı yazarlık zannediyor. Kimi hukuktan 'kendisi gibi düşünenlere taraf olma'yı anladığı için, aksine olan herkesi hukuk düşmanı ilan ediyor. Utanmadan insanları utanmaya davet edenler bile çıktı bu güruhtan... Efendim, ne diye mitingler için 'sözde' kelimesi kullanılmış'mış...
Hani 'ağaca bakarken ormanı ıskalamak' filan da değil bu. 'Ağacın yaprağındaki bilmem neye bakarken koca ormanı yok saymak'la eşdeğer bir vurdumduymazlık. Ancak tarihsel bir vebal içeren bir vurdumduymazlık bu.
İdeolojinin gözleri nasıl kör, beyinleri nasıl dumur ettiğinin de acı verici kanıtı. Bu
silahlar yakanlamasa, bu planlar ortaya dökülmese, karanlık
teşkilat eylemlerine devam etse, yarın 'Türkiye'nin 11 Eylül'ü başlığını hiç sıkılmadan manşet yapacak olan yine bu zihniyet değil mi?
İnanın tüm iyi niyetimizle kendimizi zorluyor ve basit bir ideolojik
körlük olarak niteliyoruz. Hadi bilemediniz, patronlarının menfaati için görmezden gelme ve çarpıtma. Yoksa onların
zihin yapısı ile bakacak olsak, içlerinden Ergenekon'un medya 11'ini çıkarmak o kadar kolay ki. Ergenekoncularla yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenler,
terör haberlerini görmezden gelip, dezenformasyon haberlerini manşete çekenleri millet fark etmiyor zannediyorlar sanırım.
Taraf olmak başka şeydir, gerçeği görmezden gelmek başka. Gerçeği görmezden gelip, başkalarını suçlamak için olmadık taklalar atmak ise bambaşka. Bunların yaptığı son şık; hem körler sağırları oynuyorlar, hem başkalarını suçlayarak özledikleri eski günlerin tekrar dönmesini bekliyorlar...
Elbette yanılıyorlar ve �maalesef- üzülecekler hep. Zira bu millet yıllardan beri oynanan oyunları gördü artık. Tehlikeli
derin devlet oyunlarını, kan üzerine kurgulanan 'rejim' geyiklerini çoktan fark etti. Zaten bu zekâ vasatıyla özlem duydukları baskıcı bir
ülke modelinin geri dönmesi mümkün değil. Köhne Marksist'in de, bambaşka âlemlerde at koşturan başyazarlarının da, halaybaşlarının da bu gerçeği görmesi gerek sanırım.
Kendi gözlerini kaçırdıklarında orman yok olmuyor, tüm ürkütücülüğü ve gerçekliğiyle bu milletin karşısında çıplak bir şekilde duruyor. Ve her iddianame açıklandıkça bu gerçeklik bir kat daha netleşiyor üstelik. Fikir namusu, vicdan sorumluluğu olan her birey bu gerçeği görüyor. Onlar görmeyip, göstermek istemese de koskoca orman karşısında duruyor milletin.